Fethullah Gülen Hocaefendi'den Virüs Salgını İçin Duaya Davet
Fethullah Gülen Hocaefendi, korona virüsü salgınıyla ilgili olarak her fırsatta tedbir açısından şu hususları yeniden dile getiriyor:
Arkadaşlarımız bulunduğu ülke ve beldelerde uzmanların salgınla ilgili almış olduğu kararlara harfiyen uymalılar. Salgının şiddetine, coğrafi şartlara ve nüfus yapısına göre farklı tedbirlere başvurulabiliyor; bu açıdan mahalli idarecilerin ve uzmanların tavsiye ve kararlarına uymak hayati önem taşıyor.
Genel manada, toplu yerlerden uzak kalmak lazım. Ferdî ve içtimaî hayat yönünden farz diyebileceğimiz zarurî bir iş olmazsa dışarıda dolaşılmamalı.
Bu konularda hassas davranılırken, yardımımıza muhtaç insanlar da bütün bütün kendi hallerine terk edilmemeli. “Teâvün” düsturunun aksamaması için herhangi bir faaliyet zaruri ise bu, mümkün olan en az sayıda, belki iki üç insanla, uzmanların ifade ettiği şekilde ve mesafeler korunarak, sağlık otoritelerinin tavsiyelerine uyularak yapılmalı.
Muhterem Hocamız, bunları ifade etmenin yanı sıra sürekli Allah ile irtibat üzerinde duruyor. Bu musibetten çıkarılacak pek çok ibret ve mesaj bulunduğunu, fakat başkalarını suçlamanın mümine yakışmayacağını, bize düşen vazifenin kendi kusurlarımıza odaklanıp bir kere daha tevbe ve istiğfarla Allah’a yönelmek olduğunu belirtiyor.
Not ettiğimiz cümlelerden bazıları şöyle:
* Cenâb-ı Hak’tan çok uzak düştük; O bize yakınlardan yakın fakat biz kendi uzaklığımızın mahkûmu ve mağduru olduk. Allah Teâlâ, وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِه۪ نَفْسُهُۚ وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ “And olsun insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kâf, 50/16)
Evet, O bize hep yakın ama biz O’ndan uzak düştük. Biz kendimize bakmalıyız, muhasebemizi bu çerçevede yapmalıyız.
* Doğru; hadiselerin de bir dili vardır. Böyle geniş çaplı bir musibet ve felaketin geniş dairede işlenen cinayetlerden olduğu akla gelse de, bu dili okurken, biz bize düşen vazifelerin hakkını veremediğimizi düşünerek kendimizi sorgulamalıyız; bu şekilde bir muhasebe ile daha müstakim olabiliriz.
* Başa gelen musibetler ile günahlar arasında mutlaka bir irtibat vardır. إِنَّ اللهَ لاَ يَظْلِمُ النَّاسَ شَيْئًا وَلَكِنَّ النَّاسَ أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ “Şüphesiz Allah, hiç kimseye zulmetmez; fakat insanlar, kendilerine zulmederler.” (Yûnus, 10/44) Fakat biz başkalarının hata ve kusurlarıyla uğraşma yerine kendi günahlarımızla yüzleşmeliyiz. Mesela, marufa teşvik, iyilikleri temsil ve güzellikleri yayma gibi vazifeler ümit vaad edici bir şekilde yapılamamış olabilir. Çünkü insanlığın salâhını düşünen, bunu hayatının gayesi bilip onun için yaşayan halis bir zümrenin gelecek vaat etmesi semavî ve arzî belâlara paratoner olması açısından önemlidir.
* Cenâb-ı Hak, وَمَا كَانَ اللهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَأَنْتَ فِيهِمْ وَمَا كَانَ اللهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ “Sen, onların içlerinde olduğun sürece, Allah onları helâk etmeyecektir. Onlar istiğfar ettikleri sürece de Allah onları helâk etmeyecektir.” (Enfâl, 8/33) buyuruyor.
Muhterem Hocamız, yine bu tür mülahazaları seslendirdiği bir an “Arkadaşlar dua ediyorlar mı?” diye sordu. Sonra şöyle dedi: “Daha önce toplu dua yapıyorduk ama şimdilerde toplanılamıyor. Fakat herkes bulunduğu yerde farklı duaları seslendirebilir. Mesela; “Ey ihtiyaç ve hâcetleri gideren Rabbimiz, bizim bütün ihtiyaçlarımızı gider; ey belâları def’ u ref’ eden Sultanımız, başımıza gelmesi muhtemel bütün belâları def’ eyle!” deyip “Veba ve Korona Virüsü Salgını” da buna ekleyebilir. Peygamber Efendimiz’den nakledilen pek çok dua var; bunlar sürekli okunabilir. Hatta bazı duaları bir arkadaşımıza okutup kayda alsanız; her mekânda dinlense ve bir hatırlatıcı gibi olsa, evlerde her an o mübarek yakarışlarla Allah’a teveccüh edilse.”
Muhterem Hocamızın o esnada okuduğu ve tavsiye ettiği duaları derledik; bir arkadaşımıza okuttuk. Yazılı ve sesli olarak arz ediyoruz.
Bu vesileyle, esbaba riayet ve tedbirin yanı sıra, bir kere daha bütün insanlık için hâcet duası çağrısında bulunuyoruz. Hafîz ü Hâfiz Rabbimiz hepimizi maddi manevî hastalıklardan muhafaza buyursun.
اَللهُ أَكْبَرُ كَبِيراً وَالْحَمْدُ للهِ كَثِيراً، فَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً وَأَصِيلاً.
اَلْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلىَ سَيِّدِنَا وَسَنَدِنَا ومَوْلاَنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِين.
لَا إِلَهَ إِلَّا اللهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ، سُبْحَانَ اللهِ رَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، اَلْحَمْدُ لِلهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ وَالْعِصْمَةَ مِنْ كُلِّ ذَنْبٍ وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ وَالسَّلَامَةَ مِنْ كُلِّ إِثْمٍ، لَا تَدَعْ لِي ذَنْبًا إِلَّا غَفَرْتَهُ وَلَا هَمًّا إِلَّا فَرَّجْتَهُ وَلَا حَاجَةً هِيَ لَكَ رِضًا إِلَّا قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. اَللّهُمَّ كَاشِـفَ الْغَمِّ مُفَرِّجَ الْهَمِّ مُجِيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرِّينَ إِذَا دَعَوْكَ رَحْمانَ الدُّنْيَا وَاْلاخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا فَارْحَمْنِي فِي حَاجَتِي هذِهِ بِقَضَائِهَا وَنَجَاحِهَا رَحْمَةً تُغْنِينِي بِهَا عَنْ رَحْمَةِ مَنْ سِوَاكَ. اَللّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ وَأَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِنَبِيّـِكَ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ، يَا مُحَمَّدُ إِنِّي أَتَوَجَّهُ بِكَ إِلَى رَبِّي فِي حَاجَتِي هَذِهِ لِتُقْضَى لِي، اَللّهُمَّ فَشَفّـِعْهُ فِيَّ.
اَللَّـهُمَّ يَا قَاضِيَ الْحَاجَاتِ وَيَا دَافِعَ البَليَّاتِ اِقْضِ حَوَائِجَنَا كُلَّهَا يَا أَرْحَمَ الرَاحِمِين.
اَللَّـهُمَّ أَجِرْناَ وخَلِّصْنَا وَنَجِّنَا مِنَ الْوَبَاءِ وَالْبَلاَءِ وَمِنْ سَيِّءِ الْأَمْرَاضِ وَالْأَسْقَامِ (لَا سِيَّمَا فِيرُوسِ كُورُونَا).
بِسْمِ اللهِ، (أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحَاذِرُ) مِنْ وَجَعي هٰذَا.
اَللَّـهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، مُذْهِبَ الْبَأْسِ، اِشْفِ أَنْتَ الشَّافِي لَا شَافِيَ إِلَّا اَنْتَ شِفَاءً لَا يُغَادِرُ سَقَمًا.
بِسْمِ اللهِ، بِسْمِ اللهِ، بِسْمِ اللهِ، بِسْمِ اللهِ أَرْقِيكَ، اللهُ يَشْفِيكَ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ يُؤْذِيكَ بِسْمِ اللهِ أَرْقِيكَ، اللهُ يَشْفِيكَ مِنْ كُلِّ دَاءٍ فِيكَ.
اَللَّـهُمَّ عَافِنَا فِي اَبْدَانِنَا، اَللَّـهُمَّ عَافِنَا فِي اَسْمَاعِنَا، اَللَّـهُمَّ عَافِنَا فِي اَبْصَارِنَا، اَللَّـهُمَّ عَافِنَا فِي كُلِّ أَعْضَائِنَا وَجَوَارِحِنَا وَلَطَائِفِنَا وَحَوَاسِّنَا الظَّاهِرَةِ وَالْبَاطِنَةِ، لَا إِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ.
Büyük Allah’tır, her türlü hamd ü senâ O Yüceler Yücesi’nin hakkıdır ve sabah-akşam tesbîh ile anılmaya layık yalnız O’dur.
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a sonsuz hamd ve şükür, Kâinatın Medar-ı Fahri Efendimiz (aleyhisselam)’a, âline ve ashabına da nihayetsiz salât ü selam olsun.
Hüznümü ve kederimi başkasına değil, yalnızca sana şikâyet ediyorum. Rabbim! Yegâne ilah Sensin, Senden başka hakiki ma’bud yoktur. Sübhânsın, bütün noksanlardan münezzehsin, Yücesin. Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Allah’ım! Ya Rab! Bana ciddî bir zarar dokundu, Sen merhametlilerin en merhametlisisin.
Bir kere daha ikrar ediyorum ki, Halîm ü Kerîm Allah’tan başka ilah yoktur. Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Rabbim, Senden, rahmetinin gereklerini, merhametini celbedecek vesileleri, gerçekleşmesi muhakkak olan mağfiretini, günahtan korunmayı, her türlü iyiliği kazanmayı, her türlü günahtan da selâmette olmayı istiyorum. Bende bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder, Senin rızana muvafık olup da karşılamadığın hiçbir ihtiyaç bırakma ya Erhamerrâhimîn.
Allah’ım, Sen kullarının ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm verirsin. “Yüce ve Azim Allah’tan başka ilah yoktur. Halîm ve Kerîm Allah yegâne ilahtır.” hakikatini tasdik ederek sana yöneliyorum. Yedi semanın ve Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ım, Seni tesbih ve eksik sıfatlardan tenzih ederim. “Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.” imanıyla Sana hamd ü senada bulunuyorum. Ey kederleri gideren, tasaları kaldıran, dua ettiklerinde çaresizlerin duasına icabet eden Allah’ım.. ey dünya ve ahiretin Rahman ve Rahîm’i! Şu ihtiyacımın giderilmesi ve tamamlanması hususunda -başkalarının merhametinden müstağni kılacak bir şekilde- bana merhamet et. Allah’ım Sen’den diliyor ve dileniyorum, Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed’i vesile edinerek Sana teveccüh ediyorum. Ya Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm), ey efendim, şu hacetimin yerine getirilmesi için seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allahım, Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz’i hakkımda şefaatçi eyle.
Ey ihtiyaç ve hâcetleri gideren Rabbimiz, bizim bütün ihtiyaçlarımızı gider; ey belâları def’ u ref’ eden Sultanımız, başımıza gelmesi muhtemel bütün belâları def’ eyle; ey Erhamerrâhimîn.
Allah’ım, vebadan, her türlü beladan, her çeşit rahatsızlık, hastalık ve derdin kötülüklerinden, özellikle şu anda maruz kalınan Corona Salgını’ndan bizi koru, kurtar, halâsa erdir!
Bismillah!.. Hissettiğim ve hissedeceğim ağrının, beni inletmesi muhtemel acıların şerrinden, Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım.
Ey bütün insanların Rabbi, ey acı ve ızdırapları gideren Allah’ım! Bu hastalığa da şifa ver. Şifa veren ancak Sensin; Senden başka Şâfi yoktur. Öyle bir şifa lütfet ki, hastalıktan hiçbir iz bırakmayacak şekilde olsun.
Bismillah!.. Bismillah!.. Bismillah!.. Sana eziyet veren her şeyden, her canlının şerrinden Allah’ın ismiyle sana okur üflerim, dilerim Allah sana şifâ verir. Allah’ın ismiyle sana okur üflerim, dilerim Allah sana her türlü derde karşı şifâ verir.
Allah’ım, bedenimize afiyet ver. Allah’ım, kulaklarıma afiyet ver. Allah’ım, gözlerimize afiyet ver. Allah’ım bütün uzuvlarımıza, organlarımıza, manevi melekelerimize, zahir-batın bütün duygularımıza afiyet ver. Bütün bunlara ancak Sen muktedirsin, Senden başka ilah yoktur.
- tarihinde hazırlandı.