426. Nağme: İbadetlerimize bakışımız ve akıbet endişesi
- Abdulkadir Geylânî hazretleri gibi bazı büyüklerin daha doğarken bir kısım mevhibelere mazhar olmalarının hikmeti nedir?
- Mü’minlerin imanda ve amelde derinleşme peşinde olmaları gerektiği ifade ediliyor. Bu zaviyeden, derin bir mü’minin başkalarının sığ, taklidî, nazarî ve şeklî hallerine bakışı nasıl olmalıdır?
- Hâlis mü’minin ibadet tiryakisi olması, amelde devam ve temadi ile beraber adeta kulluğa ve marifete doymaması, ayrıca her gece yüz rekât namaz kılsa bile “Müslümanlık nerede ben neredeyim?” mülahazasıyla dolu bulunması gerektiği nazara veriliyor. Bu denge nasıl kurulmalıdır?
- Hadis-i şeriflerde “Herhangi biriniz secdeye gittiği zaman horozun daneyi gagaladığı gibi yapmasın!” ve “Köpek gibi ellerini yere sermesin!” şeklindeki ifadelerle, namazda yapılan bazı hareketler hayvanî hareketlere benzetiliyor. Bunun hikmeti ne olabilir?
- Şeytanın en sevmediği insan kimdir?
- Şeytan, kime nasıl musallat olur?
- Şeytanın ölüm esnasındaki oyunu ve tuzakları nasıldır?
- Zamanımızın adanmış ruhlarından birinin vefatı esnasında şeytanın ısrarla telkin ettiği neydi?
- “Akıbetinden endişe etmeyenin akıbetinden endişe edilir!” sözüyle anlatılmak istenen nedir?
- Esved bin Yezid en-Nehâî gibi bir Hak dostu ölüm anında niçin hıçkırıklara boğulmuştu?
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
- tarihinde hazırlandı.