Temkin
Dünya giderek küçülüyor. Moda tabirle globalleşiyor. Telekomünikasyon ve ulaşım vasıtalarının gelişmesi neticesinde bu hâle gelen dünyada, süper güçlerin varlığını her yerde hissettirme, sözünü her mekânda geçirme çaba ve gayreti içinde. Devletlerin idare şeklinden, idarî mekanizmayı ellerinde bulunduracak kadroya varıncaya kadar bu süper güçlerin dünyada karışmadığı ve tabiî ki bu anlamda karıştırmadığı yer yok gibi. Ancak bu arada, Türkiye, Mısır, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi bazı ülkelerde, ister din eksenli öze dönüş, isterse ırkı merkez kabul eden arayışlar neticesi meydana gelen siyasî veya gayrisiyasî pek çok gruplaşmaların olduğu da bir gerçek. Bu gruplar, tabandan güç ve kuvvet alarak ve onların destekleri ile siyasî, idarî ve kültürel alanlarda birçok organize faaliyetlerde bulunmaları artık malûm‑u âlem.
Şimdi, bir vâkıa olarak karşımızda duran bu oluşumlara karşı, süper güçlerin tavrı tamamen menfaat ilişkilerine dayanmakta. Yani bu yeni oluşumlar mevcut hâlleriyle, menfaatlerini zedeliyor ise, insan hakları, demokrasi vs. –ki yıllardan beri pek çoğunun dilinde pelesenk bu kavramları– hiç dinlemeden her çeşit müdahalede bulunabilir. Körfez Savaşı bunun en canlı örneğidir. Fakat bu gelişmeler hangi yol ile olursa olsun, şayet önlenemeyecek seviyede ise, o zaman da bu insanlarla şimdiden münasebet kurmaya başlar ve bir diyalog zemini oluşturur.
Ne yapacağız o zaman? Bence din, vatan, ülkü… deyip ülkelerine hizmet eden ve bunu hayatın her kesimine yayma çabası içinde bulunan bu gruplar, sabır ve güvenle hareket etmeli, yanlış anlamalara meydan verecek şeylerden kaçınmalıdırlar. Böylece bir taraftan bu hayırlı faaliyetlerini hiçbir engel ile karşılaşmadan, daima artan bir hızla devam ettirirler, diğer taraftan da kendilerinden sonra gelecek nesillere iyi bir zemin, müsait bir atmosfer hazırlamış olurlar.
- tarihinde hazırlandı.