Yeni bir Kur’an dönemi ve Sebk-i Hindî
Nâilî-i Kadîm zikredilince “Sebk-i Hindî” de hatırlanıyor; zira, bu isimle anılan edebî türün edebiyatımızdaki temsilcileri arasında en başta Nâilî bulunuyor.
"Sebk" bir şeyi eritme ve kalıba dökme manasına gelmektedir; "hindî" ise Hindistan’a ve Hind ahalisine ait demektir. Edebiyat ıstılahında “Sebk-i Hindî” kökleri Hindistan’da gelişip yayılan bir akımın unvanıdır; ibâre tarz ve tertibi açısından hint usûlü ve yoludur.
Derinlik ve genişlikten kaynaklanan son derece girift bir mânâ; hayâl içinde hayâller, insanın ızdırap ve acıları, mübalağa, zıtları karşılaştırma, daha önce denilmeyeni söyleme gayreti, tasavvufun bir araç olarak kullanılması, uzun tamlamalar, ince süslü dil ve çok kullanılan redifler bu akımın başlıca özellikleri arasında sayılabilir. Bütün bu hususiyetlerin Sebk-i Hindî tarzında yazılan eserlerin anlaşılmasını oldukça zorlaştırdığı kabul edilir.
İşte dersin sonuna doğru Sebk-i Hindî’den ve o üslupla yazılan şiirlerin zor anlaşıldığından bahsedilince, muhterem Hocamız, bir arkadaşımıza bir kitap verdiğini ve onun bir süre sonra “anlayamadım” diyerek kitabı iade ettiğini anlattı. Bu hadise ayrı bir hatırayı da çağrıştırdı. Hem o hadise hem hatıra hem de Hocamızın hikaye edişi çok latifti.
- tarihinde hazırlandı.