Her çağda tecdid, Nâilî-i Kadîm ve bir gençlik hatırası
وَلَكِنَّا أَنشَأْنَا قُرُوناً فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ وَمَا كُنْتَ ثَاوِياً فِي أَهْلِ مَدْيَنَ تَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِنَا وَلَكِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ
Bilakis, Biz seninle onlar arasında birçok nesiller yarattık ve onlardan sonra birçok çağlar geçip gitti. Sen Medyen halkı arasında oturmuş da, âyetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş de değilsin. Fakat seni rasul olarak Biz gönderdik ve bunları Biz vahyettik de o sebeple biliyorsun. (Kasas, 28/45)
ayet-i kerimesinden hareketle dinî hayatta tecdid ve müceddidler ile ilgili bazı hususlara değiniyor. Tecdid hareketleri açısından işaret edilen “yüz senelik” zaman diliminin sürat çağı olan günümüzde de aynı olup olmadığı üzerinde duruyor. Meselelerin tecdide ve bir müceddide bağlanmasındaki bir kısım tehlikelere dikkat çekiyor.
“Kitap özetleri” faslında Nâilî-i Kadîm’in hayatı özetlenip şiirlerinden misaller verilmesi,
Gül hâre düştü, sînefigâr oldu andelib
Bir hâre baktı bir güle, zâr oldu andelib.
(Gül dikene düşünce, bülbülün sinesi yaralandı / Bülbül, bir güle, bir de dikene baktı, oracığa yığılıverdi)
Yıkanlar hâtır-ı nâşâdımı yâ Rab şâd olsun
Benimçün nâmurâd olsun diyenler bermurâd olsun.
(Allahım, şad olmayan şu gönlümü yıkanlar mutlu, mesud ve bahtiyar olsunlar; benim için ‘Murada ermesin!’ diyenler muratlarına ersinler!..)
gibi beyitlerinin okunması üzerine edebiyatımıza hizmet eden insanlardan bazılarının isimleri sayılıyor; sonra bir vesileyle Erzurum’a ve Hocaefendi’nin askerlik döneminde orada verdiği bir konferansa temas ediliyor. Hocaefendi o hatırasını anlatıp bitirirken kendisini kürsüye davet eden sunucunun Hazreti Mevlânâ ile alakalı yanlış bir beyanını onun şu sözleriyle konuşmasına başlayarak tashih ettiğini belirtiyor:
مَنْ بَنْدَه شُدَمْ بَنْدَه شُدَمْ بَنْدَه شُدَمْ مَنْ بَنْدَه بَخِدْمَتِ تُوسَرْ اَفْكَنْدَه شُدَمْ
هَرْ بَنْدَه كِه آزَادْ شَوَدْ شَادْ شَـوَدْ مَنْ شَـادْ اَزْ آنَمْ كِه تُرَا بَنْدَه شُـدَمْ
Kul oldum, kul oldum, kul oldum! Ben Sana hizmette iki büklüm oldum. Kullar âzad olunca şâd olur; ben Sana kul olduğumdan dolayı şâd oldum.
- tarihinde hazırlandı.