460. Nağme: Sevgide denge ve fevkalâde sadâkat
Fethullah Gülen Hocaefendi, insanın, iman hizmetindeki kardeşlerini, arkadaşlarını ve büyüklerini dünyalara değişmeyecek ölçüde sevmesi lazım geldiğini fakat aynı zamanda onların boynunu kıracak mübalağalı övgülerden de her zaman kaçınması gerektiğini anlattı.
Hazreti Bediüzzaman’ın yaklaşımıyla, “müfritâne âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadâkat” düsturuna yapışmak icap ettiğini vurgulayan Fethullah Gülen Hocaefendi, hâlis bir mü’minin, sevdiklerine yüksek yüksek manevi makamlar takdir edip övgüler dizeceğine, fevkalâde sadâkat gösterip onlarla el ele ebedi saadete yürümeye çalışması gerektiğini söyledi.
Arkadaşlarımızı ve büyüklerimizi hamasî destanlarla anlatmanın diğer bir tehlikesine işaret eden Fethullah Gülen Hocaefendi, emsal arasında tenâfüs olabileceğini, bundan dolayı kendi muasırlarının Bediüzzaman gibi yüce kâmetlere dahi sahip çıkmadıklarını, dolayısıyla birini göklere çıkarmanın hiç farkına varmaksızın başkalarını tahrike ve o zat hakkında elli farklı cephenin oluşumuna sebebiyet vereceğini hatırlattı. Hatta mübalağalı söz, tavır ve davranışların sadece din düşmanlarını kışkırtmakla kalmayıp ehl-i iman arasında da şu veya bu seviyede tahriklere yol açabileceğini işaretledi.
Daha sonra Fethullah Gülen Hocaefendi kaderin çok ince bir cilvesini -kulağa küpe edilmeli diyerek- dile getirdi: “Biri hakkında kıymet-i harbiyesinin üzerinde çok takdirkâr ifadelerde bulunan insanlar bir süre sonra aynı ölçüde hakaret sözleriyle onu karalarlar; bir dönemde göklere çıkaranlar bir dönemde de magmalara indirirler. Allah’ın kanunudur. Birine hakkı ve liyakati olmadığı halde ‘şöyledir’ diyenler, bir gün gelir ‘haindir, alçaktır, denidir, hasisdir’ diye onu yerin dibine batırırlar. Temkinli olmak lazım. ( ) Ayrıca hem takdir hem de tenkit nazarının insanı çarpabileceğini unutmamak ve her zaman dengeli davranmak lazım!..”
Bu bölüm ilk olarak www.herkul.org'da yayınlandı.
- tarihinde hazırlandı.