Robert Spitzer, Fethullah Gülen Hocaefendi'yi anlatıyor
Fedakârlığı beklentisizce dünyaya öğretiyorlar
Hizmet Hareketi’ni ilk olarak 2008 yılında tanıdım. Kalifornia Üniversitesi – Riverside kampüsünde okuyan bir grup Türk doktora öğrencisi beni bir Türkiye gezisine davet etmişti.
19. yy Fransız düşünürü, Alexis de Tocqueville, Amerikan kültürüne dair gözlemleri sonucunda Amerika’yı anlatırken kullandığı bir ifade vardı: “Kalbî alışkanlıkları”. Belki de, Hizmet Hareketi’nin dünyada yapabileceği en büyük katkı, ruhun âli cenaplığı ve fedakârlık gibi kalbî alışkanlıklarını, karşılığında hiçbir beklentiye girmeden, dünyaya öğretiyor olmalarıdır. Bir nevi karşılıksız, yani karşılığında bir şey beklemeyen, bir hediye; gerçek sevginin bir numunesidir. Çoğu Amerikalı Türkiye hakkında çok az şey biliyor ve sahip oldukları bu az bilgi de onların İslamiyet’e karşı korku duymalarına yol açıyor.
Hizmet Hareketi’nin içindeki insanların aile ve inanç eksenli endişe ve değerleri kapsayan yaşayışları, Amerikalılara, İslamiyet’in korkulacak bir şey olmadığını gösteriyor.
Yemek sofralarında, kahvaltı masalarında onları gözlemledikçe, bizden bir farkları olmadığını görüyorlar. Korkunun, İslam dünyası ile, tabiri caizse, beyaz Amerika arasında oluşturmuş olduğu o boşluğu kapatan bir köprü oluşuyor. İnsanlar, İbrahim peygamberin, üç tek tanrılı dinin de atası ve peygamberi olduğunu öğreniyor.
Hz. İsa’dan ve Meryem’den Kur’an’da da bahsedildiğini öğreniyorlar.
Kudüs’e olan gece yolculuğunda, Muhammed peygamberin İsa ve Musa peygamberler ile konuşmuş olduğunu öğreniyorlar.
Her türlü eğitimde olduğu gibi, bu şekilde olan eğitimsel deneyimler de, insanları birbirine yaklaştırıyor, korkuları azaltıyor ve onlara, inanç dünyası içinde, birer kardeş olduklarını hissettiriyor. Dinlerarası diyalog alanında bir başka tecrübe ettiğim nokta da, insanların kültürel miraslarını paylaşabilmeleri için bir fırsat doğmuş oluyor.
Sıcak bir aile ortamındaki, yemek, müzik, sanat ve dans nevinden kültürel paylaşımlar da yine insanları birbirine daha çok yakınlaştırıyor. Kendi tecrübelerim itibarıyla, Hizmet Hareketi’nin, dinlerarası diyaloğu, insanları bir araya getiren bir dinamik olarak kullanmada çok aktif bir rol oynadığını gördüm.
Türkiye ziyaretimiz esnasında, Hizmet’ten olan rehberlerimiz bizi birçok kilise, cami ve sinagoga götürdüler.
Farklı inançlar arasındaki farkları ve benzerlikleri tartışma konusunda da oldukça açıklardı. Güney California’da, şimdiye kadar yaklaşık her yıl düzenlenen, onlara ait özel kiliseyle birlikte Ermeni toplumunun, sonra Musevî toplumunun, yani Türkiye’de yaşayan birçok farklı toplumun bir araya geldiği, Anadolu kültürleri festivalimiz var.
Orada, farklı inançlara mensup insanlarla din üzerine konuşma fırsatı buluyoruz.
Aynı zamanda, California içinde ve Batı Amerika’nın çoğu yerinde iş yapan Pasifika Enstitüsü’nün düzenli olarak, sponsor olduğu dinlerarası diyalog programları var.
İnanç üzerine konuşmayı seven insanlar, buralarda bir araya gelerek, bazı konular üzerinde fikirlerini paylaşıyorlar.
Robert Spitzer kimdir?
Robert Spitzer emekli bir hakimdir. 1977-1990 yılları arasında California'nın Riverside şehrinde savcılık yaptı. Bu görevinde Cinayet, Cinsel Saldırı / Çocuk İstismarı, Çeteler gibi Özel Mahkemeleri ve Çocuk Mahkemelerini denetledi. 1990-2008 arasında California Eyaleti Yüksek Mahkemesi hakimliği yaptı. 2008'de emekli oldu.
- tarihinde hazırlandı.