İnanan Bir Kere Aldanır
Her yüce ideal ve yüksek mefkûre, sistemli düşünce ve sıhhatli bir plânda varlığa erer, taraftar bulur ve günde birkaç defa müntesiplerinin talihine tebessüm eden bir mihrap hâline gelir. Bu destek ve kâideyi bulamayan dâvâ ve düşünceler ise, daha doğmadan, ölür giderler.
Varlığı-yokluğu, derlenip toparlanması ve dağılıp gitmesi bize ait olmayan mesnetlere, kuvvetlere ve dönüp duran yelpazelere ne bir hüküm, ne de bir dâvâ kat'iyen bina edilmemelidir. İdeallerinin gerçekleşmesini bunlara bağlayanlar hep aldanmış; geleceği bunların üzerine kuranlar, yapıp ortaya koydukları şeylerin enkazı altında ezilip gitmişlerdir.
Bir dâvâda mefkûrenin ulviyeti, düşünce ve plânın sağlamlığı, o dâvâyı temsil eden fertlerin yürekten ve ihlâslı olması, çok ehemmiyetli unsurlardır. Ne var ki, yapımı tasarlanan herhangi bir iş için sebeplerin seçimi ve beklenen neticeye göre işlerliği de, aynı derecede mühimdir. Neticeye götüreceği denenmemiş ve bir yüce divandan teyit görmemiş sebeplerle yola çıkanlar, kendilerine bel bağlayanları yanıltarak inkisara uğrattıkları gibi kendilerine de yazık etmiş olurlar.
Hak, yine hakka istinat ettirilmeli ve en doğru yollarla araştırılmalıdır. Onu, hak düşüncesinin bilinmediği iklimlerde araştırmak bir gaflet, bâtıl sebeplerin karanlık atmosferinde takip etmek ise, bir aldanmışlıktır.
Menfi düşünce ve menfi mekanizmalar üzerine müspet şeyler bina edilemez. Müspetin menfîler arasındaki yeri, tıpkı dönen kapıların boşlukları arasında yürümek gibi olmalıdır. Yürüme durmamalı, geçip gidilmeli ve kat'iyen müsademe edilmemelidir.
Bâki hakikatler, geçici ve değişken şeylere bağlanamaz. Yüzüp gezen bir adaya en hayatî tesislerin kurulması ne ise, idare ve dümeni değişik güçlerin elinde olan sistemlere bağlı kalarak hizmet etmek de aynı şeydir.
Sızıntı, Temmuz 1983, Cilt 5, Sayı 54
- tarihinde hazırlandı.