İç Dünyası
Ruhlarımıza giren ve orada kök salan her düşünce, er-geç meyvesini verir. Bu meyve, "Tubâ-i Cennet" meyvesi de olabilir, Cehennem zakkumu da... Dimağında iyinin, güzelin, affın, müsamahanın nüveleri bulunan bir insanın gönlü hep Cennet bahçelerini andırır. Ve böyle birinin, birdenbire hırsızlık yapıp yol kesmesi, zina edip adam öldürmesi, içki içip uyuşturucu kullanması, herkesi hor görüp her şeyi tenkit etmesi düşünülemez. Bütün bu uygunsuz davranışlar için, daha önceden bir kısım fena fikir ve fena plânların bulunması şarttır.
Dimağı fena ve yaramaz düşüncelerle dolu olan insanın yaptığı şeyler ise, tamamen onun iç dünyasının akislerinden ibarettir. Bunun içindir ki, her fert, kendi iç dünyasıyla düzen ve istikamete kavuşmadıktan sonra, dış durumu itibarıyla kat'iyen güzel olamaz, güzel görünemez; olsa, görünse de, uzun zaman öyle kalamaz.
Sızıntı, Kasım 1986, Cilt 8, Sayı 94
- tarihinde hazırlandı.