Dua, Rabb'e İtimadın Gereğidir
Dua, aciz, fakir, muhtaç ve kendine yetmediğinin şuurunda olan kulun, tazarru ve alçak gönüllülük içinde, Cenab-ı Hakk'a yönelip, hâlini O'na arz etmesi ve istediklerini O'ndan dilemesidir. Bu aynı zamanda kulun Rabb'ine karşı iman ve itimadının bir gereğidir.
Ancak kulun, duasında neleri, nasıl isteyeceği de duanın kabulü adına önemlidir. Dua esnasında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır:
1- Dua, mutlaka ızdırar diliyle yapılmalı. Gecenin bir vakti kalkıp elpençe divan durulmalı ve yüreklerde burkuntu hasıl eden hususlar samimiyetle dile getirilmeli. Masum çocuklar, yaşlılar, hastalar mutlaka duaya dahil edilmeli ve duanın bütün yeryüzünde bir külliyet kesbetmesinin yolları aranmalıdır.
2- Günah olmayan bir şeyi istemenin bir mahzuru yoktur. Ancak dua ederken Allah'ın yasakladığı şeyleri istemek yanlıştır. Mesela, "Faiz muamelem iyi işlesin. Rüşvetten iyi kazanayım. Çok zengin olayım ve bu şekilde insanlar üzerinde bir hâkimiyet kurayım..." şeklinde dualar etmeyi Allah yasaklamıştır.
3- Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) dua ederken gulüvden men etmiştir. Gulüv, bir şeyde aşırı gitmek demektir. İnsanın, daha kısa ve öz ifadelerle halini Allah'a arz edip, bir şeyler istemesi mümkünken, uzun sözlerle gulüv yaparak dua etmesi makbul değildir. Burada hemen şunu ifade edelim ki, Allah'a yapılan uzun münacâtlar bunun dışındadır. Çünkü bunlar, birer istek değildir.
4- Cenab-ı Hakk'tan dua maksatlı isteklerde bulunurken detaylara girmekten kaçınmak gerekir. Mesela bir insanın "Ya Rabbi! Beni cennete koy. Cennette beni koyacağın köşkün döşemeleri kavârîr, inci ve lü'lüden olsun. Köşkün direkleri altından, sütunları gümüşten olsun. Hurilerden bazıları sarı, bazıları da esmer olsun..." türünden isteklerde bulunması gereksizdir.
5- Ashab-ı kiramdan Ubâde ibn Sâmit'in yukarıdakine benzer ifadelerle dua eden oğluna yaptığı "Oğlum, ben Rasûlullah'tan duada ifrattan sakındıran sözler duydum." ikazı da bu şekilde anlaşılmalıdır. O ifratı (aşırılığı) meselenin keyfiyetiyle alâkalı detaylarla uğraşma şeklinde anlıyor. Yoksa, Cenâb-ı Hak "Ey iman edenler, Allah'ı çok anın, çok yâd edin." (Ahzab Sûresi, 33/41) derken, bir insan sabahtan akşama kadar durmadan "Sübhanallâhi ve bihamdihî sübhânallahi'lazîm" dese yine duanın hakkını eda etmiş olamaz. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu duanın sabah akşam yüzer defa söylenmesini tavsiye ediyor. Ümmü Seleme validemiz de taşları veya fasulye tanelerini yanına koyuyor ve onlarla sayarak her gün yüz defa bu duayı okuyor.
- tarihinde hazırlandı.