Kamp Günleri
O hülyâlı günleri bizlerle yaşayanlar,
Cennet kokularının esip geldiği yerde.
Duydular Sonsuz’un bestelerini duyanlar,
Çelikten sadâlarla o sırlı tepelerde...
İnler hâlâ o yerler bir ulu velveleyle,
Tıpkı hasretmiş gibi o günkü gül yüzlere..
Şu ağaçlar, şu taşlar geliverseler dile,
Ne büyülü şeyler anlatacaklar bizlere..!
Kuş cıvıltısı, yaprak sesi, insan âvâzı,
Geceleri yıldızlarla söyleşen sîneler..
Her yanda ayrı bir kalbi kırığın niyâzı;
O yeşil vâdi hâlâ bu nağmelerle inler...
Duâyla doğrulurdu başlar sabahlara dek,
Uyumamış gözlerde billûr billûr mânâlar..
Buradaki yakarış semâlardakine denk;
Yıllar geçse de gönlüm hep o günleri arar...
Akan çaya bakmış olsan ürperir ve dersin;
O şen bakışlar hâlâ gülümsüyor dibinde..
Hiç vakit fevt etmeden koşup sen de gidersin;
Gidersin, hemen olmasa da günün birinde...
Sızıntı, Ağustos 1990, Cilt 12, Sayı 139
- tarihinde hazırlandı.