Edebin Farklı Yönleri
Aslında tasavvuf da zaten "edeb" demektir.. her "vakit", her "hâl" ve her "makam"ın husûsî edebleriyle edeb demektir. Ne var ki, bu edeblerden her biri, insanın iç âleminde gerçekleştirebildiği ölçüde, onun ahlâk, tavır ve davranışlarında da kalıcı olabilir; yoksa, vicdanın enginlikleri ve duyguların derinlikleriyle bütünleşememiş bir edebin devam ve temâdisi söz konusu olmadığı gibi, insanı, iç âlemine göre değerlendiren Allah nezdinde de hiçbir kıymeti hâiz değildir. O rengin ve zengin ifadeleriyle hem edebi hem de edebin bu farklı yanlarını Hz. Mevlânâ ne hoş ifade eder:
Gönül erbâbınca edeb bâtınîdir; zira onlar, sırlara açık ve muttalîdirler. Beden insanı olan ehl-i ten nezdinde ise edeb zâhirîdir; çünkü Cenâb-ı Hakk onlardan bâtınî olan şeyleri gizlemiştir. Biz, her zaman Allah'tan edebe muvaffak olmayı dileriz, (zira) edebi olmayan, Cenâb-ı Hakk'ın lütfundan mahrumdur."
- tarihinde hazırlandı.