Edeb’in Anlamı ve Değişik Tarifler
Akıllılık, usluluk, hal, tavır ve davranış güzelliği veya insanlara iyi muamelede bulunma mânâlarına gelen edeb; sofîlerce "edeb-i şeriat", "edeb-i hizmet", "edeb-i Hakk" ünvanları altında yanlışlıklardan korunma ve yanlışlığa sürükleyen sebep ve sâikleri bilmekten ibaret sayılmıştır. Edeb-i şeriat: Dînin usûlünü bilip uygulamak; edeb-i hizmet: Cehd ü gayret ve hizmette her zaman birkaç kadem önde; ücret, takdir ve bilinmede birkaç kadem geride bulunmak; ayrıca, esbaba tevessülde kusur etmemenin yanında bütün iyilik ve güzellikleri Allah'tan bilmek; edeb-i Hakk da: Hakk'a yakınlığı temkinle bezeyip, şatahat ve lâubâliliğe girmemekten ibarettir.
Bir diğer yaklaşım da, "edeb-i şeriat", "edeb-i tarikat", "edeb-i mârifet" ve "edeb-i hakikat" şeklindedir ki; birincisi: Allah Rasûlü'nün, husûsî, umûmî, kavlî, fiilî, hâlî ve takrîrî bütün sünnetlerini hayata geçirip yaşamak; ikincisi: Mürşid ve muallime karşı tam teslimiyet, tam muhabbet, ölesiye hizmet, sohbete devam ve kalbinde itiraza yer vermemek; üçüncüsü: Yakınlık ve temkin dengesini, havf ve recâ muvâzenesini, lütuflara mazhariyet ve acz u fakr mülâhazasını muhafaza etmek; dördüncüsü: Cenâb-ı Hakk'a tahsîs-i nazar ederek beklentilere girmemek, endişelere düşmemek ve gönül gözlerini ağyâr hayalinden bile korumak şeklinde yorumlamışlardır.
- tarihinde hazırlandı.