Cem’ ve Fark İlişkisi
Cem', sübjektif, zevkî ve hâlî bir eksen, fark ise, objektif bir şeriat mihveridir. Birincisinde, hâl ve derûnîlik aklın, mantığın önünde; ikincisinde ise her zaman şer'î muhakeme esastır. İkincisinden her zaman birincisine geçilir ki buradaki fark, fark-ı evveldir. Cem'den ikinci kez farka dönüş ise bir farklılık mazhariyetidir. Cem'de kalanlar, ruhlarının vüs'ati ölçüsünde ruhânî zevklere gömülür, istiğraktan istiğraka koşar ve başkaca da bir şey bilmezler ki, İsa Mahvî merhum:
"Yokluğunda var olan, varlıkta bilmez yokluğu,
Sohbet-i yâr lezzetini bilmez beyim, ağyar olan"
mısralarıyla bunu ifade eder. Makâm-ı cem'de kalıp ikinci farkı idrak edemeyenler, peygamberlik esprisini tam kavrayamamış sayılırlar. Urûc bir terakki, nüzûl ise onun kemâlidir. Birincisindeki ferdî haz ve mir'âtiyete karşılık, "fark ba'del cem'" ünvanıyla ikincisinde ulü'l-azmâne bir tavır, mâşerî bir haz ve câmi bir mir'âtiyet söz konusudur ki, bunda her zaman halktan Hakk'a varılır ve her şeyde bittecelli Hak görülür, çoklukta birliği duymak, birlikten çokluğa bakmak bu pâyeye ait bir mevhibedir.
- tarihinde hazırlandı.