Osmanlı Kendini Yenileyemediği İçin Yıkıldı

İğrenç hamamları, lüks saraylarıyla müstehcenin kucağında can veren Pompei ne açık bir dil, ne ibretâmiz [3] bir tablodur! Keşke Endülüs'e, yeni bir ruh, yeni bir manâ götürenler bu dili anlayıp, bu tablodan ders alabilselerdi.! Ya şu Mısır'ın, Roma'nın, Endülüs'ün takallüs [4] etmiş çehresinde, kendi kaderini okuma imkânına sahip olan Osmanlı? Evet, bâri o, sarayların duvar ve tavanlarına altın sıvamadan; kuğu tüyü döşeklerde gecelemeden; atlas elbiseler ve pırıl pırıl formalarıyla çalım satmadan vazgeçerek, kendini yenileyip, eski ataları gibi ordularının başında serhât boylarına dönebilseydi.! Heyhât! Dönmedi... Ve hükümdarın, "asker-i hümayundan" ayrılıp saraylara kapandığı aynı anda, hareketsiz kalan devlet erkânı da, içten içe birbirini kemirmeye başladı. Rahatın ve rehâvetin kucağında balmumuna dönen devlet ricâlinin bu acıklı ve esefli hâli, askere de sirâyet edip onu da çürüttü. Artık, bir zamanlar, gülbanklara sığmayan kutsiler ocağı, o dâsitânî müessese, bir kısım sefîl istek ve arzulara dilbeste, gerildikçe geriliyor ve her defasında, kendi devletinin, kendi sarayının ve kendi hükümdarının başına boşalıyordu.

Bu, asırlarca Asya ve Afrika'ya hükmeden, batı yakasını tutup yolları kendine bağlayan yüce ve muhteşem bir devletin çürümesi ve kokuşmasıydı ki, gayrı bundan öte, o da, "azametli, bahtsız; şanlı, talihsiz" devletler arasına karışıyordu.

[3] İbretâmiz: İbret verici.
[4] Takallüs: Kasılma.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.