Şeytan ve Fonksiyonu
Şeytan, isyan etmezden önce, ibadet ü taatte meleklerin içinde görünüyor ve onların yaptığı işi yapıyordu.[1] Nurdan yaratılmış meleklerden olmadığı için de, melekler gibi teminat altında değildi. Melekler, daha önce ifade edildiği gibi, isyan etmez, başkaldırmaz ve emrolunanı yaparlar.[2] Şeytanın içinde bulunan kibir nüvesi ve isyan tohumu, Âdem'e (aleyhisselâm) secde teklifi karşısında çatlayıp hortlayıverince, gerçek mahiyeti ortaya çıkmıştı. Kibirle, "Ben ondan üstünüm ve hayırlıyım; onu çamurdan, beni ise ateşten yarattın." dedi.[3] Âyetin beyanıyla, esas isyan eden İblis olup, İmam Şiblî'nin de ifade ettiği gibi, bu isyanından sonra "Şeytan" ismini ve kıyamete kadar da yaşama iznini aldı ve "Onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım (baştan çıkarıp, isyan ettireceğim) diye yemin etti."[4]
Burada şu hususu öncelikle belirtmek isteriz: Savaşta düşman ordusunun tek tek fertlerinden ziyade mensubu bulundukları birliklerin kuvvet ve güç durumları, silah ve cephane keyfiyetleri, manevra kabiliyetleri, sayı ve silah üstünlükleri ve tuttukları mevziler gibi, muharebede en mühim yeri olan hususlar etüd edilir ve ona göre vaziyet alınır. Yoksa, düşman subay ve eratının saç ve göz rengi, elbise tipi ve diğer şahsî hususiyetlerini bilip tespit etmek hiçbir işe yaramaz. Yarasa da, diğer hususlar kadar ağırlığı olamaz. Durum, cin ve şeytanlar hususunda da böyledir; belki bu mesele üzerinde biraz fazla durduk, fakat yine de teferruata girmiş sayılmayız.
Bize bu mevzuda esas gerekli olan, şeytanların yaklaşma yollarını ve ebedî hayatımızın teminatı olan iman evimizden bizi vurabileceği hile ve desiselerini tespit edip, gerekli çareleri bulup kullanmaktır.
[1] Kehf sûresi, 18/50.
[2] Tahrim sûresi, 66/6.
[3] Sa'd sûresi, 38/76.
[4] A'raf sûresi, 7/17.
- tarihinde hazırlandı.