Aktif-Pasif Ümit
İnsan hiçbir zaman ümidini yitirmemeli; aksine hep ümitli olmalıdır. Bazen hiçbir şey yapılamasa bile, kişinin ümitli olması yeter ve bu kadarı bile ona sevap kazandırır. M. Âkif, İstiklâl Marşında:
"Doğacaktır sana vaad ettiği günler Hakk'ın
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın"
derken bu duruma işaret eder ve hiçbir şekilde ye'se düşülmemesi gerektiğini salıklar. Üstad ise, aynı duruma, "Ye's, mâni-i her kemaldir." sözleriyle işaret eder.
Evet, aktif sabır gibi, aktif ümit.. siz tavuğu, yumurtalarının üzerine abanmış yatarken gördüğünüzde, bu hayvan, miskin miskin yumurtaların üzerinde yatıp duruyor dersiniz. Oysa o, aktif bir sabır örneği sergilemektedir. O, üç hafta boyu ne sancılar ne sancılar çekiyor bilemezsiniz..! O âdeta bütün hararetini göğsünde toplar ve o sıcaklığı gece-gündüz gözünü kırpmadan yumurtalara vermeye çalışır. Yumurtalarını fevkalâde bir titizlikle çevirir ve onları kıracağım diye ödü kopar. Onun yanlış hareket ederek, kendi yumurtalarını zayi ettiği hiç mi hiç görülmemiştir. Tavuğun, o incelerden ince hassasiyeti, titizliği, hayvanî şuuru ile sergilediği o aktif sabır gibi bizim de insana yakışır şekilde bir aktif ümidimiz olmalıdır.
Pasif ümit, biraz dervişâne bir ümittir; mektep ve medresenin vâridâtı bütünleştirilememiş ve aynı zamanda bu anlayışın kışla disiplinine de bir menfezi yoksa, o pasif bir ümit sayılır. Bu anlayışta olanlar, "Allah nasıl olsa verecek.." derler. Oysaki O (celle celâluhu), istemeden vermez. Tabiî istemenin değişik yolları vardır; biri el açıp yalvarma ise, diğeri de hiç durmadan esbabın kapısını dövme, sebepleri sonuna kadar zorlamadır.- tarihinde hazırlandı.