Hoşgörü ödülleri
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, hoşgörü ödülleri dağıttı. Bu ödüller, ödül sahipleri ve ödül dağıtım merasimi Türkiye’de büyük çoğunluk tarafından hüsnükabulle karşılansa bile, marjinal bir kesimin konuyla alâkalı hoşnutsuzluğunu da üzülerek müşahede ettik.
Öncelikle, toplumumuzun her zamankinden daha çok hoşgörüye muhtaç olduğu, devlet adamlarından köylerde yaşayan vatandaşlara kadar hemen herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bu açıdan bu sürece katkıda bulunan herkesin bence ödüllendirilmesi gerekir. Bunun İslâmî nasslarla telifi de her zaman mümkündür. Şöyle ki, İslâm’ın temel esaslarından birisi terhip ve terğiptir. Yani yararlı iş yapanları teşvik, aksini yapanları ise tevbih etme, İslâmî bir kaidedir. Bu çizgide söylenebilecek onlarca âyet, yüzlerce hadis ve hâdise göstermek hiç de zor değildir. Dolayısıyla hayra karşı meylin artmasına, şerre karşı meylin kesilmesine vesile olabilecek böyle bir esasın işletilmesi gayet yerindedir ve böyle bir davranışı tenkit etmenin de mantığı yoktur.
Düşünün ki bazılarının takıldıkları nokta, Yeşilçam’dan bir bayana bu ödülün niye verildiğidir. Rica ederim, geleneksel Türk-aile ahlâkında, kadının kocasına karşı taşıdığı vefa hissi, ailenin devamı için çok önemli bir faktör değil midir? Bahsini ettikleri hanımefendi, bu geleneği devam ettirmiş, hastalanıp yatağa düşen beyinin başında iki sene vefa hissiyle durup beklemiş, onun bakım ve görümünü üstlenmişse, bu, bizim düşünce dünyamıza göre takdir edilmesi gereken bir tavır değil midir? Allahu a’lem, inancı olan bir insanın böyle bir ameli onu Cennet’e götürmeye yetebilir. Dolayısıyla, eşine karşı bu denli sadakat ve vefa ile dopdolu bir hanımefendiye değil bir plaket, dünyalar verilse, bana göre yine de fazla sayılmaz.
Tarih şahittir ki, bu türlü hayırlı faaliyetlere her zaman dil uzatan, engel olmak isteyen pek çok kimse çıkmıştır. Bence bu türlü ârizî çıkışlara, hiç aldırış etmeden doğru bilinen ve toplumun kabulü ile karşılanan bu yolda çalışmalara devam edilmelidir.
- tarihinde hazırlandı.