Düşünce, aksiyonun bir buudu mudur?
Düşünce aksiyonun bir buudu olarak kabul edilebileceği gibi, bazı yönleriyle onun önünde de olabilir. Evet, düşünce sessiz bir aksiyondur ve hayata tatbik, amel, hamle mânâsındaki aksiyonun önündedir. Çünkü düşünce, aksiyondan daha derin ve daha engindir.
Değişik platformlarda Müslümanlar, hizmete ait meseleleri oturup konuşuyor ve değişik kararlara varıyorlar. Yani her meseleyi meşveret ediyorlar. Bazıları da okulda, yurtta, evde, çarşıda farklı işlerle de meşgul oluyorlar. Aklınıza gelebilir ki, acaba ikinciler, birincilerin bir adım önünde mi?. Hayır, meşveret, işlerin düşünce planında ele alınması, fizibilitenin yapılması demektir. Bunlar çok önemli şeylerdir ve kat’iyen toy dimağların, tecrübesi ve bilgi birikimi olmayan insanların yapacağı şey değildir. Öyleyse hamle öncesi bu işlerin planlanması, uygulamadan geri olmadığı gibi, ileridir bile denebilir. Hatta, hareket planında bir işi gerçekleştirenlerin yaptıkları şeyler; başyücelerin ortaya koyduğu stratejiler, fizibiliteler, plan ve projeler yanında çok sönük kalabilir. Meselâ, savaş esnasında orgeneraller, korgeneraller çok iyi savaşçı olmalarına rağmen, silâhı eline alıp savaşmazlar. Cephe gerisinde kalıp askerî stratejiler üretirler.. onların verdikleri kararlarla bir savaşın, binlerce askerin hatta bir milletin, bir devletin kaderi belirlenir.
Dolayısıyla, bu komutanlar kadrosunun, yapageldikleri işler hafife alınamaz. Hatta düşman cephenin ilk planda hedefi bu kumandanlardır. Onların yok olması, ordunun yok olması mânâsını taşır ve bu da düşman adına galibiyet demektir. Onun için savaş esnasında komutanlar sıkışırsa, rütbelerini söker, er veya astsubay elbiseleri ile meydana atılırlar. Çünkü onlar ne kadar büyük görünürlerse o kadar boy hedefi sayılırlar.
Netice itibarıyla, yukarıda arz etmeye çalıştığımız gibi düşünce, aksiyonun çok çok önünde ve üstündedir.
- tarihinde hazırlandı.