Dipo Alam Bey
Endonezya Kabine Sekreteri ve aynı zamanda Koordinatör Bakan Dipo Alam, bizleri evinde kabul etti.
Evi adeta Endonezya içinde bize ait bir mekân hissi veriyor. Zira daha giriş kapısında bulunan nazar boncuğundan itibaren evin birçok yerinde Türkiye'ye ait izler ve desenler var. Türkiye'den gelen hediyeler ve hemen hemen evin bütün duvarlarında kendi elleri ile yaptığı Türkiye temalı resimler, yerleri süsleyen Türk halıları ile ev, bizler için hoş bir sürpriz oldu. Tanışma faslının ardından Türkiye'den bütün dünyaya yayılan "Hizmet" hareketini "Eğitim, Medya ve Diyalog" başlıkları altında kısa bir özet halinde anlatmaya çalıştım. Dipo Alam Bey, Fethullah Gülen Hocaefendi'yi İstanbul'da D-8 genel sekreteri iken tanıdığını, Hocaefendi'nin fikirlerini ve stratejisini desteklediğini ve eğitim, medya ve diyalog çalışmalarını takdirle takip ettiğini söyledi.
Dipo Alam Bey daha sonra, Endonezya'nın nüfus ve yüzölçümü bakımından yaklaşık Türkiye'nin dört katı büyüklükte olan ve son yıllarda da ekonomik ve politik sahada sağlam yapı kazanan bir ülke olduğunu belirterek, "Ne yazık ki eğitim konusunu halen halledebilmiş değiliz. Bundan dolayı sizin okullarınızın sayısının çok daha fazla olması lazım. Her ilde bir okulunuz olmalı. Sizin yardımlarınız, sadaka dağıtan insanların yardımı gibi değil. Siz, kaliteli bir eğitim vererek kalıcı bir yardımda bulunuyorsunuz. Okullarınız sayesinde birçok çocuğumuz uluslararası başarılar elde etti. Buradaki diğer okullara da model oldunuz." dedi.
Dipo Alam Bey, sözlerine şöyle devam etti: "İkinci husus olan medya faaliyetleri de gerçekten çok önemli. Medya sayesinde bazı yanlışlıklar düzeltilebilir ve diyaloglar kurulabilir; ancak örnek vermek gerekirse, bizim hakkımızda çıkan yalan bir haber muhatapları tarafından doğru kabul ediliyor ve bu, bütün dünyada imajımızı zedeleyebiliyor. Aynı şey Türkiye için de geçerli; zira medyada yer alan bilgilere göre imaj oluşuyor. Endonezya kendi hakkındaki yanlış imajları düzeltmek için çok gayret sarf etti. Türkiye'de medya grupları sayesinde ise yapılan bir iftiraya ve yalan haberlere karşı hemen karşı cevap verilebildi. Ayrıca Avrupa ülkelerinde çıkan yalan haberlere karşı yapılan haberler de buna iyi bir örnek. Bu medya gücü sayesinde bir güç dengesi oluştu." dedi
Diyalog konusuna da değinen Dipo Alam Bey, Endonezya'da 300'den fazla ırkın var olduğunu belirterek, "Biz de kendi aramızdaki kargaşa ve anlaşmazlıkları son yıllarda diyalog yolu ile hallettik. Diyalog da sadece toplantılar ve konuşmalar ile değil, yine medyanın gücü ile olabilir. Film ile, roman ile olur." dedi.
Diyalog faaliyetlerinin akademik sahada da olması gerektiğini belirten Dipo Alam Bey, bu konuda da şunları söyledi: "Her iki ülke de uzman sıkıntısı çekiyor. Her iki ülke kendileri hakkında araştırma yapmak isteyince Amerika ve Avrupa'dan kaynak tespitinde bulunuyor. Oysa biz biliyoruz ki bu kaynaklar Osmanlı hakkında ve İslam hakkında hiç objektif değiller. Bundan dolayı her iki ülkeden akademisyenlerin olması için burs çalışması yaptık. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmem sonrası Türkiye'nin Endonezyalı öğrencilere olan burs miktarını artırdığını sevinçle duydum. Endonezya Devlet Başkanı Susilo Bambang Yudhoyono ile de bu konuyu görüşerek Türk öğrenciler için verilen burs miktarını artırmayı düşünüyoruz." dedi.
Dipo Alam Bey, daha sonra sözlerine şöyle devam etti: "Bizim desteklediğimiz Hocaefendi'nin bu hizmetlerine ek olarak ticari ve turizm alanında da birliktelikler yapmak istiyoruz. Ne yazık ki Endonezya ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi iki milyar dolar. Kültür turizmini geliştirebiliriz. Eğer S.Arabistan tarafından kota uygulanmasa her yıl iki milyon insan hacca gidebilir. Umre ve hacca giden Endonezyalılar gelmişken İstanbul'u da ziyaret etmek istiyor. Bu da büyük bir potansiyel."
Kitap haline getirilmiş resimlerini hediye etti. Torunlarının resimlerinin hep Osmanlı şehzadelerinin giyim-kuşam kıyafetleri ile tasvir edilmiş olması Dipo Alam Bey'deki Osmanlı sevgisinin tezahürü idi.
- tarihinde hazırlandı.