Bedava yemek yok mu?

Keyfokrasi rejimi tam gaz dedirtecek şekilde, kılıfına bile uydurulmaya gerek görülmeyen hukuk ihlalleriyle, Bank Asya’yı gasp etme girişimi üzerine tarihe not düşmeye gereken çok nokta var ama Amerika’daki Hizmet konusunda yazmaya söz verdiğim için şimdilik rezalette son perdeyi ele almayı erteliyorum.

Aklıma Ahsen Unakıtan’ın “Rabb’im Cleveland dedi” cümlesini (ne çabuk unutuyoruz değil mi?) getiren Cleveland, ABD’deki üçüncü durağımdı. Bu şehri sebeb-i ziyaretim, ABD’nin ilk şehir kulübü olan Cleveland Şehir Kulübü’nün medya özgürlüğü konulu konuşma davetiydi. Burası siyah-beyaz ayrımcılığına sivil itaatsizliğiyle karşı koyan Rosa Parks, eski ABD Dışişleri Bakanı Condi Rice ve daha pek çok önemli ismin konuşma yaptığı ve kendisini özgür ifadenin kalesi olarak tanımlayan bir kurum.

Kurumun yönetiminde yer alan birkaç kadın üye, yazın gazetemizi ziyaret ettiklerinde bu konuda konuşmak üzere davet etmişlerdi beni. 14 Aralık medyayı sindirme operasyonu öncesinde planlanan bu organizasyon haliyle artık daha ilgi çekici hale gelmişti. Bölgenin elitleriyle buluşmayı sağlayan bu tanışma aslında Nigara Vakfı, yani Hizmet gönüllüleri sayesinde mümkün olmuştu.

Konuşma öncesi resepsiyona gelenlerin en az yarısı Niagara Vakfı’nın Türkiye tanıtım gezilerine katılmış ve ülkemize adeta âşık olmuşlardı. Haliyle, insanî bir bağ hissettikleri bu ülkeyi kendilerine sevdiren Hizmet gönüllülerini hedef alan linç girişimlerini merakla takip ediyorlardı. Dinleyicilerin soru, yorum ve destek mesajlarında, ifade özgürlüğüne samimi bir bağlılık gördüm. Hizmet gibi barış ve diyalog esaslı bir sosyal hareketi değerli bulan bir sivil toplum üyesi başkanı, konuşma sonrası yanıma gelip “Fethullah Gülen hakkında endişeleniyorum.” dedi içten bir kaygıyla. Bu tarz dava insanlarının hayatlarının bu gibi baskılarla geçtiğini, onun büyük ihtimalle bizim kadar endişelenmediğini söyledim kendisine. Fethullah Gülen Hocaefendi, dünyada etkisi olan bir sosyal hareketin ilham kaynağı iken, Davutoğlu’nun ne sıfatla New York Times’a yazı yazıyor demesi anlamsızlaşıyor. Zaten iktidara göre, kendileri prestijli mecralarda yazarsa sorun yok ama herhangi bir eleştiri çıkarsa o vatan hainliği.

Kulübün ender Müslüman üyelerinden olduğunu tahmin ettiğim Pakistanlı bir doktor, Türkiye’yi güzel bir model olduğu için sevdiğini söylerken, programdan önce boş bir odada namaz kılan genç birkaç Türk’ü görünce “işte bundan bahsediyorum” dedi. Küçük cemaate namazda imamlık yapmaktan da ne kadar memnun olduğunu söyledi. Sadece o kulüpteki hoşgörü, İslam’ın adının vahşi terörle birlikte anıldığı bir dönemde farklı inançların birbirine saygıyla bir arada bulunması bile Hizmet’in diyalog faaliyetlerinin önemini göstermeye yeterdi.

Cleveland’a yarım saat mesafede John Carroll Üniversitesi’nde de konuşmacıydım. Burası Profesör Zeki Sarıtoprak’ın dünyada ilk kez Said Nursi Kürsüsü’nü kurduğu ve başında olduğu üniversite.

Cleveland bölgesi Hizmet’in “charter school” denilen kamu fonlarıyla desteklenen okullarının olduğu yerlerden. Bu konuda yer yer çıkan itirazlar, Hizmet’e değil, kamu fonlarıyla kişi ve kurumların okul açmasına izin veren sistemden kaynaklanıyor. ABD’de vergilerin kullanımı tartışması en temel siyasî fay hatlarından. Bazıları kamu fonlarını sadece devlet kullansın derken, bazıları bu okullar fakir öğrencilere fırsat eşitliği sağlıyor diyor. Yemekte sohbet ettiğimiz tarihçi bir akademisyene göre ise, Hizmet’e şüpheci yaklaşanlar, Amerika’daki “bedava yemek yoktur” deyimiyle hareket edenler, Hizmet’i tanıyınca gerçekten karşılıksız iyilik yapılabileceğine inanmaya başlıyorlar.

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/sevgi-akarcesme/bedava-yemek-yok-mu_2276002.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.