Hisar Vaazı-4 (24 Haziran 1990)
Bu sayfada Fethullah Gülen Hocaefendi’nin 24 Haziran 1990 tarihinde İzmir Hisar Camii’nde verdiği “Mukaddes hüzün” konulu vaazı seyredeceksiniz...
- Muvakkat bir zaman dünyada bulunmamızın sebebi; ruhumuza kendi gücünü ve kuvvetini kazandırmak, kalp ve ruhun hayat seviyesini yakalamaya çalışmaktır
- Yanan dünya karşısında hüzünlenme, perişan insanlık karşısında ıstırap duyma ve bunlara ilaveten bir de ağlayan bir neslin gözyaşları; elbette ötelerde rahmet damlacıkları gibi inecek ve cehennemi ateşleri söndürecektir
- Beklenen nesil bulut gibi olmalı, rahmet yağdırıp fitne ateşlerini söndürmeli, gençliğin beklediği ilgi ve alâkayı sunabilmeli...
- Yardıma muhtaç insanlar için ağlama, gözyaşı dökme... Ebû Ali Dekkak’ın böyle bir ızdırap için söyledikleri...
- Izdırabın ne kadar büyük bir ibadet olduğu şu hâdise ile izah ediliyor: Hz. Muaviye (r.a.) bir gün sabah namazına bilmediği bir sesle uyanır. Kalkar evi araştırır, sesin sahibini bulamaz. Aynı sesi bir daha duyar ve...
- İbadetlerimiz, hayırlarımız boşa gitmeyecek, kabul edilecektir; ama bundan daha önemlisi acaba bu yaptıklarımızla Rabbimizi hoşnut edebilecek, rızasını kazanabilecek miyiz?
- “Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen onlardan değildir.” hadisi...
- Hangi yolla olursa olsun hüzün ve ızdırap, ibadetin en derini, en buutlusudur. Hüzün ve ızdırabın karşılığındaki sevabı melekler yazamazlar...
- Hüzün demek kara kara düşünmek değildir. Şevk demek de şen şakrak fıkır fıkır oynamak değildir. Hüzün; Ümmet-i Muhammed’in derdini ruhunda duyma, mukaddes çileyi içinde hissetme; şevk de, ye’se düşmeme, aşkı yitirmeme, hizmet şevkini kaybetmeme demektir...
- Neticesi kötü gibi görülen hâdiselerin dahi insana sevap kazandırabileceği.. “Öyle günah vardır ki, ona sadece çekilen ızdıraplar keffâret olabilir.” hadisi...
- İnsanlığın derdiyle, ızdırabıyla inleyen Efendimiz’in (s.a.s.) Hira mağarasına çekilmesi... Mekke’den ayrılması... Akabe’ye gitmesi... Taif yolculuğu ve hakkında: “İnanmıyorlar diye kendini öldüreceksin neredeyse...” (Şuarâ sûresi, 26/3) âyetinin nazil olması...
- Hz. Ömer (r.a.), vefat eden kardeşi Zeyd’in (r.a.) ardından ağlamaktadır. Bir gün Mütemmim İbn Nüveyriye ile karşılaşır. Aralarında şöyle bir konuşma geçer...
- Herkes kendi durumuna göre bir şeyin ızdırabını çeker. Hz. Ömer (r.a.) vefat etmek üzeredir... Onu teselli eden tek şey ise İbn Abbas’ın (r.a.) ötede kendisine şahit olacağı sözünü vermesidir...
- Hz. Ebû Bekir (r.a.) halife seçilir. Her gün hata yapabileceğini düşünüp vazifeyi iade etmek ister. Bir gün...
- Tebük Seferi’ne katılmak isteyen iki fakir sahabi... savaş silahlarının tükenmesi neticesinde hüzünleri... ve semadan inen âyetler...
- tarihinde hazırlandı.