Secde izindeki tehlike
Soru: "Onların alâmeti, simalarındaki secde izidir." (Fetih, 48/29) mealindeki ayet-i kerimede işaret edilen "secde izi"ni nasıl anlamalıyız?
- Ahiretle alâkalı meseleleri bu dünyanın kıstaslarıyla değerlendirirsek yanlış neticelere ulaşmamız kaçınılmaz olur; mesela, burada söyleyeceğimiz "Elhamdulillah" sözünün bir Cennet meyvesine dönüşmesini fizikî ölçülerle açıklamaya kalkışırsak hatalı yorumlardan kurtulamayız.
- Çok namaz kılan insanların alınlarında tabiî olarak bir iz belirebilir; fakat, insan kendini ifade etme fırsatları kollayan nefs-i emmâreye malzeme vermemek için, mümkünse öyle maddî bir secde alâmetinin ortaya çıkmasına mani olmalıdır.
- Hem çok namaz kılma hem üzerinde onun izinin görünmemesini sağlama, hem çok ibadet etme hem ibadet yorgunluğu ortaya koymama, hem çok oruç tutma hem beti benzi atmış görünmemeye çalışma... böyle derin olup sığ görünme, hâlis bir mü'minin şiarıdır.
- Alındaki secde izi, uhrevî ve melekî bir güzelliktir; o manevî bir alâmet ve farklı buuddaki bir gökçekliktir; onu Cenâb-ı Allah, melekler ve ruhânîler görürler.
- Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz alınların nasırlaştırılmaması gerektiğini beyan buyurmuştur; dolayısıyla, icap ederse yumuşak bir seccade kullanılmalı ve nefsin riya için sûiistîmal edebileceği bir izin oluşması engellenmelidir.
- Seher vaktinde uyuyanları görünce çok buruklaşıyorum; adeta ayaklarımın bağı çözülüyor ve yıkılıyorum. Mevlâ-yı Müteâl'in "İsteyen yok mu vereyim, dua eden yok mu icâbet edeyim, af dileyen yok mu bağışlayayım!" çağrısının mukabelesiz kalışına çok üzülüyorum.
- tarihinde hazırlandı.