Prof. Dr. Patrick Drinan, Fethullah Gülen Hocaefendi'yi anlatıyor
Gelenek ve moderniteyi birleştiren duruş
Hizmet Hareketi’ni 5-6 yıl önce tanıdım. Bu kadar geç tanımış olmam aslında biraz garip. Çünkü bir uluslararası ilişkiler öğrencisi ve bir Sovyet Rusya uzmanı olarak, Türkiye’ye çok yakında bulunan Sovyetler Birliği ve Rusya ile ilgilenirken, Hizmet Hareketi’ni de duymuş olmam gerekirdi. Burada, Pasifika Enstitüsü’nün San Diego şubesi tarafından bir yemeğe davet edildik. Orada Hizmet Hareketi’ni, Pasifika Enstitüsü’nü ve bu harekette büyük önem taşıyan diyalog anlayışını tanıma imkânımız oldu. Eşim de ben de, Hizmet Hareketi’nin diyaloğa ve dostluk yemeklerine olan bağlılığından ve adanmışlığından çok etkilendik.
Son yıllarda, Sayın Gülen’i daha çok tanıma imkânım oldu. Bazı yazılarını okudum, önceki devirlerde Türkiye’de yaşamış düşünürlerin düşüncelerinin üzerine bina ederek geliştirdiği fikirleri öğrendim.
Kendisini bilime, eğitime, Avrupa Birliği üyeliğini savunan bir yaklaşıma, kültürel bir diyalog kurma gayretine adamış bir insan. Birçok konuda da, bağımsız ve kendi doğrularından ödün vermeyen bir duruş sergilemiştir. Sayın Gülen’in kesinlikle kültürel diyaloğun gerektirdiği şekilde dışa açıldığını düşünüyorum. Bu açılma yalnızca benim gibi akademisyenlere yönelik de değil, siyasî liderlerden farklı dinî gruplara kadar birçok alana uzanıyor. Karşılıklı anlayışı geliştirme adına bu denli bir dışa açılım, kanaatimce, onun en büyük başarılarından birisidir.
Aynı zamanda, Türkiye’de onun fikirlerinden ilham alan bir kitlenin olması; siyasî oluşumlar içinde ahlaki pozisyonu ve ona bağlılığı; gelenek ile moderniteyi dengeli bir şekilde birleştirmeyi hedef alan duruşu dikkate değer. Küreselleşmiş bu dünyada yer edinme mücadelesi vermek her zaman zor olmuştur. Bana öyle geliyor ki, Sayın Gülen’in de önderliğiyle, Türkiye bunu başararak güzel bir örnek oluşturmuştur.
Bizler bu yaklaşımı çok geç tanısak da bu modelin daha da yaygınlaşacağını ümit edebiliriz. İslam dünyası içerisinde, çok çeşitli yaklaşımlar var; demokrasi yanlısı olan var, modernite yanlısı olan var, Batı’nın getirdiği çağdaşlık anlayışını eleştirenler de var. Ama biliyoruz ki, Arap dünyası, Türk dünyası, Endonezya gibi coğrafyalarda, Sayın Gülen’in mesajıyla örtüşecek ve düşüncelerini benimseyebilecek birçok yer mevcut.
Öte yandan, zor bir iş olsa da, Müslümanların, gayrimüslimlerle bir diyalogda bulunmalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ortak birçok nokta bulabiliyoruz tabii ki. Örneğin, hayretle öğrendik ki, İslam inancında da Hıristiyanlıktaki gibi Hz. Meryem’e oldukça büyük bir saygı mevcut. Müslümanlar ile gayrimüslimler arasındaki ilişkilerin iyileşmesi için, iki hatta üç nesil boyunca, karşılıklı açık olmanın, birbirini dinlemenin ve kültürel ilişkileri devam ettirmenin gerekli olduğuna inanıyorum. Fakat ben, Gülen Hareketi’nin bu konuda çok güzel bir temel oluşturduğunu düşünüyorum. Yürüttüğü faaliyetlerin hikmeti, ya da kullanılan yöntemleri tartışanlar, eleştirenler olsa, gidişatın oldukça sağlam olduğunu düşünüyorum.
Prof. Dr. Patrick Drinan kimdir?
Prof.Dr. Patrick Drinan, San Diego Üniversitesi Siyaset Bilimi profesörüdür. 1972'de Virgina Üniversitesi'nde doktora eğitimini tamamladı. 1989-2007 yılları arasında San Diego Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi dekanlığı yaptı. Akademik dürüstlük ve sorumluluk konusunda çalışmalar yaptı ve bu konuda üniversitelerde danışman olarak çalıştı.
- tarihinde hazırlandı.