Prof. Dr. Abdülmecid Bilabid, Fethullah Gülen Hocaefendi'yi anlatıyor
Ümmetin derdiyle dertlenen mefkûre insanı
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi ümmetin derdiyle dertlenen birisidir. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle; “İbrahim, gerçekten Hakk’a yönelen, Allah’a itaat eden bir önder idi. Allah’a ortak koşanlardan değildi” buyurulmaktadır. Burada Hz. İbrahim’in önderliğine işaret edilmektedir. Bana göre Fethullah Gülen Hocaefendi de Efendimiz’in ve Hz. İbrahim’in yolundan giden büyük bir şahsiyettir.
Aslında Fethullah Gülen Hocaefendi yalnız Türkiye için değil, İslam dünyası için de önemli bir ilim adamıdır. Başka bir deyişle o, İslam dünyasının ve genel olarak insanlığın ortak bir değeridir.
Hocaefendi, Allah’a kulluk şuuruyla yaşamış, hayatını hakka ve hakikate, tebliğ ve irşada vakfetmiş ümmetin derdiyle dertlenen adanmış bir mefkûre insanıdır.
Cenab-ı Hak, Ahzab Sûresinde; “Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar.
İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmişlerdir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” buyurmaktadır. İşte Hocaefendi bu ayeti düstur edinen bir insandır.
Yine Nûr Sûresi’nde; “Öyle adamlar ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Allah’ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.” Ticaretin ve alışverişin Allah’ı zikretmekten alıkoymadığı kişileri Cenab-ı Hak, ‘adam’ olarak tanımlamaktadır. Bu ayetten yola çıkarak ben de Fethullah Gülen Hocaefendi’yi adam gibi adam olarak nitelendirmek istiyorum.
İşte bu ‘adam’, ilmî şahsiyetiyle ve ortaya koyduğu farklı metotla bize faydalı oldu. Birçok konuda ondan istifade ettik. Allah’a giden yolda onun yolunu örnek aldık ve Allah’ın izniyle örnek almaya devam edeceğiz.
Diğer yandan Fethullah Gülen Hocaefendi, Allah yolunda cihad eden bir nesil yetiştirdi. Ben bu hizmet erlerini hizmetin mücahitleri olarak tanımlıyorum. Hatta hizmet kelimesi bazen yetersiz kalıyor. Diyebilirim ki Hizmet Hareketi dinamik yapısıyla her zaman insanlığa hizmeti düstur edinmiş, Müslümanları muasır medeniyetler seviyesine çıkartmayı hedefleyen önemli bir aksiyondur.
Ben Hocaefendi’yi şahsî olarak tanımıyorum. Amerika’dan bana gönderdiği bir mektup vasıtasıyla tanıştım. Malum önceleri Türkiye’de yaşıyordu. Daha sonra kendi isteği ile Amerika’ya göç etti. Oradan hizmetlerine devam etti.
Şahsen onu tanımıyorum ancak ruhlarımızın birbirine dost olduğunu, yakın olduğunu hissediyorum. İstanbul’da 2011 yılında düzenlenen bir sempozyumda zeytin ağacı ile ilgili hazırladığım tebliğimi kendisine hediye etmiştim.
Benim; bir muallim, bir mürebbi olan Hocaefendi’ye hediye edecek başka neyim olabilir ki. İşte bu tebliğimi kendisine hediye ettim. Sempozyumdan birkaç ay sonra Fethullah Gülen Hocaefendi bana bir mektup ve mektupla birlikte tarafından imzalanmış bir saat gönderdi. Bu hediyenin hayatımda aldığım en değerli hediyelerden birisi olduğunu söyleyebilirim. Çok değerli bir insandan gelen bu değerli hediyeyi hâlâ saklıyorum.
Prof. Dr. Abdülmecid Bilabid, Birinci Muhammed Üniversitesi Öğretim Üyesi/ Fas
- tarihinde hazırlandı.