İmana mâni hususlar
1) Tekebbür: Günümüzde ateistler, “İnsan olabildiğine hür kalmalıdır. Allah’a kulluktan bahsettiğiniz zaman insanın hürriyetini ortadan kaldırmış olursunuz. Kime olursa olsun ‘kulluk’ söz konusu ise orada hürriyet yok ve insan sömürülüyor demektir” diyorlar. İşte, böylesine bir tekebbür, tabiatıyla imana mânidir.
2) Bakış Zaviyesindeki İnhiraf: Bazen bakışlardaki zar kadar değişme, neticede çok büyük farklılık arz eder ve insanı imandan dışarı çıkarır. Üstad’ın “niyet” ve “nazar” mevzularındaki açıklamaları bu açıdan çok önem taşır. “Niyet ve nazar, mahiyet-i eşyayı tağyir eder” der Üstad. Niyeti inkâra kilitlenmişse bir insanın, bakışı ve anlayışı da buna göre şekillenir.
3) Cehalet
4) Alışkanlıklar: Kişinin sürekli yaptığı eylemleri, onun karakteri, kanaatleri, inanç ve bağlılıkları ile bütünleşir. Onları terk etmek, din değiştirmek kadar zor gelir o kişiye. Eğer bu eylemler iman ve İslâm’ın tasvip etmeyeceği ve edemeyeceği yol ve yöntemler üzerinde yivler oluşturur ise, artık bu yivlere yatak değiştirtmek imkânsızlaşır. Geçmiş kavimlerin inkârlarının çoğu, “âbâ an ced” (atalardan bu yana) edinilmiş alışkanlıkların terk edilmemesinden kaynaklanmaktaydı. Çünkü edinilmiş örf, âdet ve inançlar üzerinde insanlarda aşılmaz dogmalar oluşmuştur. Yeni şeylerin kabulüne karşı ferdî ve sosyal isteksizlik baş göstermektedir. Bu da küfrü netice vermiştir.
- tarihinde hazırlandı.