Ahiret elbisesi
Soru: Haşir meydanında fıtrî bir elbisesinin giydirilmesi nasıl olur?
Bu mevzuda yazılmış çeşitli eserler var; bu tür soruların cevapları o kitaplara müracaat edilerek aransa daha uygun olur. Ben kafamda kalanlarla bir cevap verebilirim; ancak yine de konuyu o kitaplara havale etmeyi düşünüyorum.
Meydan-ı haşirde fıtrî libasın giydirilmesi meselesi şimdiye kadar selefin eserlerinde açıkça tasrih edilmeyen bir husustur. Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde mahşer ve Cennet elbisesi çok kısa anlatılmaktadır. Mesela, yeşil ipekten, sündüsten, ipeğin değişik bir şeklinden yapılmış elbiselerden bahsedilir. Konuyla ilgili âyetlerde مِنْ edatı kullanılır[1] ki, bu “beyan” içindir. Buna göre mânâ, aynı cinsten, aynı şekilde mütalâa edilebilecek elbiselerden, tıpkı ipek gibi yumuşak, göze hoş gelen cazip elbise demektir. Mesele bu açıdan ele alınacak olursa, oradaki elbise, terzinin yaptığı değil, doğrudan doğruya Cenab-ı Hak tarafından kesilip biçilen, fıtrata uygun olarak fertlere giydirilen fıtrî ve tabiî bir elbisedir. Konuyu tafsil edecek olursak, karşımıza “Tavus kuşunun elbisesi gibi tüylerden bir şey mi, yoksa güvercinin elbisesi gibi bir şey mi, yoksa başka şekilde bir elbise midir?” gibi sorular çıkar ki, tafsile gidince hata etmiş oluruz.
Ahirette terziler, makineler ve konfeksiyoncular düşünülemeyeceğine göre, orada Destgâh-ı Kudret’in bizzat Kendisinin hazırladığı fıtrî ve tabiî elbiselerin olması daha muvafık geliyor.
اَللهُ أَعْلَمُ بِالصَّوَابِ، وَإِلَيْهِ الْمَرْجِعُ وَالْمَآبُ
[1] Bkz.: Kehf sûresi, 18/31; Duhan sûresi, 44/53; İnsan sûresi, 76/21.
- tarihinde hazırlandı.