İbadetlerde Kamerî Takvim
Soru: Oruç ve Hac gibi ibadetlerde kamerî takvimin esas alınmasının hikmetleri nelerdir?
Cevap: Müslümanlar olarak ibadet vakitlerimizin tayininde ayın hareketlerini esas alırız. Bizler, Ramazan-ı Şerif orucuna başlarken, Ramazan ve Kurban bayramlarını kutlarken, Arafat’a çıkarken, Müzdelife’de bulunurken, şeytan taşlarken... hâsılı birçok ibadetimizi yerine getirirken ayı gözlemlemek durumundayız. Bu durum bizzat Cenâb-ı Hak tarafından tespit buyurulduğu gibi Resûl-i Ekrem Efendimiz de (sallallâhu aleyhi ve sellem) uygulamalarıyla bize bu hususta yol göstermiştir. İbadetlerimizde bu şekilde kamerî takvimin esas alınmasının hikmetleriyle ilgili şunları söyleyebiliriz:
- Kamerî sene, güneş senesine göre yaklaşık 11 gün daha kısadır. Bu duruma göre ibadetler her sene 11 gün geriye gelmektedir. Cenâb-ı Hak bu şekilde insanlara, ibadetlerini farklı mevsimlerde yapma imkânı vermektedir. Diyelim ki güneş takvimi esas alınsa ve Ramazan orucu için Ocak ayı tespit edilmiş olsaydı hep kısa günlerde çok kolay oruç tutulacak ve yazın sıcak ve uzun günlerinde oruç tutup ondan asıl murad-ı ilâhî sayılan takva mertebesine ulaşmaktan mahrum kalınacaktı. Ayrıca tıbbi açıdan da senenin hep belli bir zamanı vücuda perhiz yaptırılmış, diğer mevsimlerde yaptırılacak perhizlerden mahrum kalınmış olunacaktı. Bu şekliyle Hakîm-i Mutlak, mü’minlerin, sıcakta, soğukta, ilkbaharda, yazda, sonbaharda, kışta.. hâsılı her zaman ve her şartta oruç tutmalarını murad buyurmuştur.
- Oruç ve hac gibi ibadetler, yapıldıkları zaman dilimlerine büyük değer kazandırırlar. Zira Cenâb-ı Hak, o zaman dilimlerinde rahmetini sağanak sağanak yağdırır. İşte kamerî aylara has olan bu feyiz ve bereketten şemsî ayların, mevsimlerin ve iklimlerin de istifadesi adına Allah, ibadetlerin zamanını kamerî aylara bağlamış ancak onların da şemsî ayların arasında sürekli dönüp durmasını murad buyurmuştur. Böyle bir deveran olmalı ki hayatın her gününe Ramazan, kurban ve Kadir gecesi rastlamış olsun.
- Bu durumdan fakir insanların da istifade ettiği müşahede edilir. Zira zekât, sadaka, fitre gibi maddî yardımlar her 36 senede bir sene fazladan verilmektedir. Fakir bir insan, şemsî takvime göre 36 sene yaşamış ancak kamerî takvime göre 37 defa zekât almış olacaktır.
Bu ve bunun gibi bilemediğimiz nice hikmetlerinden dolayı ibadetlerimizin vakitleri hususunda kamerî takvim esas alınmıştır.
- tarihinde hazırlandı.