Efendimiz, Fakirliği Tercih Etmişti

Allah Resûlü ve Hazreti Ebu Bekir gibi has dairedeki bir kısım arkadaşları, maddî hayat itibarıyla en fakirâne yaşayan insanlardı. Hem de onlar bu hale kendi ihtiyarlarıyla razı oluyorlardı.

Şayet isteselerdi, herkesten daha müreffeh yaşayabilirlerdi. Zira Resûl-i Ekrem Efendimiz sadece kendisine verilen hediyeleri dağıtmayıp yanında bıraksaydı, o günün maddeten en zenginlerinden biri olabilirdi ama öyle yapmayı hiç düşünmedi. O, ümmetini helâlinden kazanıp zengin olmaya teşvik ettiği halde kendisi hem kıyamete kadar gelecek olan bütün irşad erlerine örnek olmak hem de ahiret meyvelerini ötelere bırakmak için fakirliği ve zahidâne bir hayatı ihtiyar etti.

Öyle ki, bir gün Fazilet Güneşi (aleyhi's-salatü ve's-selam) iki arkadaşı ile beraber Ebu Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin evine gitmişti. Evin hanımı onları karşılamış, Ebu Eyyûb Hazretleri de hemen bir hurma salkımı kesip getirmiş, kutlu misafirlerine ikram etmişti. Allah Resûlü "Bu hurma dalını niye kestin, meyvesinden toplasaydın ya!" buyurunca, ev sahibi, "Ya Resûlallah, evime şeref verdiniz; size hem kuru hurmasından, hem tam olgunlaşmayanından, hem de olgun tazesinden tattırmak istedim, onun için dalıyla beraber getirdim." demişti. Ebu Eyyûb el-Ensâri hazretleri, bu kutlu misafirlerine hurma ikram etmişti ama bununla yetinemezdi. Hemen kalkıp dışarı koşmuş, bir oğlak tutup kesmiş ve sonra onun yarısını kebap yapmış, diğer yarısını da suda pişirmişti. Şefkat Peygamberi, sofraya konulan etten bir parça almış, onu bir yufkanın içine koymuş ve "Ey Ebâ Eyyûb! Bunu Fatıma'ya götür; zira günlerden beri o böylesini tatmadı." buyurmuştu. Ebu Eyyûb da hemen bu emri yerine getirmiş ve tekrar aziz misafirlerinin yanına dönmüştü.

Herkes yemeğini yiyip doyunca, Rehber-i Ekmel (sallallahu aleyhi ve sellem) "Serin gölge, ekmek, et, hurma, henüz olgunlaşmamış hurma, olgun taze hurma ve soğuk su..." demiş; bunları sayarken de mübarek gözleri yaşlarla dolmuştu. Sonra sözlerine şöyle devam etmişti: "Nefsim kudret elinde olan Yüce Allah'a yemin ederim ki, işte bunlar da sorulacağınız nimetlerdendir; Allah Teâlâ "Sonra o gün size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz." (Tekâsür, 102/8) buyurmuştur; evet, işte bunlar, o kıyamet günü sorgulanacağınız nimetlerdendir." Peygamber Efendimiz'in bu sözü, orada hazır bulunan Ashab-ı Kirama öyle ağır gelmişti ki, hepsi derin derin mülahazalara dalmışlardı. Bunun üzerine Müşfik Nebi şöyle buyurdu: "Bu türlü nimetlere rastlayıp da onlara el uzattığınızda "Bismillah" deyin; doyduğunuz zaman da, "Sonsuz şükürler olsun Allah'a ki bizi doyurdu, nimetlerle serfiraz etti ve lütf u ihsana erdirdi." diyerek o nimete şükredin."

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.