İman, İslâm, İhsan Ufkuna Sabır Merdiveniyle Çıkılır
'Ey iman edenler (ufuk insan haline gelebilmek için), sabır ve namaz ile Allah'tan yardım dileyin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir.' (Bakara, 2/153)
Sabır, musibetin, gelip çattığı, masiyet adına kötü duygu ve hislerin teşvikçi rolünü oynadığı ve itaate ait emirlerin işitildiği, tebliğ edildiği ilk anda şekil, hâl ve düşüncede sarsılmama, şoke olmama ve yer değiştirmeme demektir ki, 'Sabır hadisenin ilk gelip çattığı andadır' (Buhari, Cenaiz, 32, 43; Ahkam, 11; Müslim, Cenaiz, 14, 15) hadisi bu mânâyı resmeder. Yoksa, alışıp şoku üzerinden attıktan ve muafiyet zırhına büründükten sonra gösterilecek sabra kamil mânâda sabır denmez. Bu arada bir hususa işaret emekte yarar var; en büyük sabır, Allah'a itaat, emirlerine riayet, yasaklarından içtinap adına gösterilecek olan sabırdır. Zira insan, tevhid burcuna ve ubudiyet ufkuna ancak itaat ile ulaşır. Bu mertebeden sonradır ki, Allah'tan gelen herşeye ram olma ve boyun eğme keyfiyetine bürünme gelir.
Burada, nâmütenaniye doğru seyahate azmetmiş ilk azmin azimlilerine; eğer siz, her yanıyla ebedilik gamzeden bir gayeye yürüyecekseniz, böyle bir hedefe ancak uzun ve meşakkatli bir yolla varılır. 'Bikadri'l-keddi tüktesebu'l-meâlî' fehvasınca, zirvelerin yolu dağdan-tepeden, uçurumdan-dereden geçer. Dolayısıyla da, bu yolda pek çok imtihan ve sıkıntılara maruz kalınır. Hususiyle de, içte nefis ve şeytanın olumsuz telkin, vesvese ve iğfalleri, dışta da münkir, mülhit ve insafsız mütecavizlerin baskı, saldırı, zulüm, gadir ve şaşırtmaları her zaman söz konusu olabilir. Ve siz maddi-manevi bir gerilim için dişinizi sıkıp dayanmaya, her yandan gelen değişik şeylere cevap yetiştirme mecburiyetinde bırakılabilirsiniz. Ruhî, bedeni yüksek bir donanım içinde olmaz ve ciddi bir temrin ve riyazetle gerekli ölçüde metafizik gerilime ulaşmazsanız takılıp yollarda kalabilir veya temel duygularınıza, düşüncelerinize zıt bir manevi uçuruma yuvarlanabilirsiniz.
Böylesi muhtemel tehlikelere karşı, sabretmeye şartlanmak bir ilk sığınak, ayakların kaymasına karşı güven vadeden bir zemindir. Muvaffakiyetlerin kaderi sabır taşı altında planlanır.. iyi yolun kötü yoldan ayrılma noktası sabır levhasıyla belirlenir.. Hakk'a kulluğun ağır eforları sabır dopingiyle gerçekleştirilebilir.. iman, İslam, ihsan hakikatine sabır helezonuyla yükselinir.. ve insanın, ömür boyu, imandan marifete, marifetten muhabbete, mehafete, ruhani zevklere, hakiki vuslata ermek gibi bir gayesi ve derdi varsa; sabır onun zâdı, zahîresi, güç kaynağı gibi hep mevcudiyetini hissettirir şekilde onun yanında olmalıdır.
Sabır kendi içindeki çeşitleriyle düşünüldüğünde, insanoğlunun terakkisi adına sunulan reçetenin bu birinci maddesinin önemi kendi kendine ortaya çıkar.
İçinde sabır temrini de ihtiva eden namaz, imanın istikrarı, ruhun tasaffisi, ruhî, bedenî sıhhatin en önemli esas ve vesilesi, içtimai anlaşma, uzlaşma ve kaynaşmanın en sıcak en müessir zemini ve ümmet olmanın en açık tezahürüdür. Namaz bütün ibadetlerin piri ve din gemisinin rotası ve kalpte miraca ulaşmanın da ışıktan merdivenidir. Namazla, imanını tabiatının bir yanı haline getiren, onunla ruhunu saflaştırabilen, yine onunla kalbî hayatın enginliklerine açılabilen ve onun o yumuşaklardan yumuşak sıcak ikliminde bünyan-ı marsus gibi bir ümmet olduğunu duyan herkes, kulluk yolunun sıkıntılarını rahatlıkla aşabilir ve hedefine ulaşabilir.
- tarihinde hazırlandı.