Hakikatü’l-hakâyik’i (hakikatlerin hakikati) insan bilebilir, duyabilir mi?
İnsanın duyması, bilmesi, görmesi gerekli olan birçok şey var. Ama onların en önemlisi hiç şüphesiz hakikat ve hakikatü’l-hakâiktir. İster hakikat ve hakikatü’l-hakâik isterse bunun aşağısındaki şeylerin, insan tarafından duyulması, bilinmesi, hissedilmesi ve keşfedilmesi mümkündür; ama buna mâni birçok sebep vardır. Bir başka tabirle insan potansiyel olarak bunları duyacak mahiyette yaratılmıştır; fakat mahiyetinde var olan zıt şeyler buna engel olabilir. Mesela, insanın içte ve dışta şeytan ve şeytanî düşüncenin temsilcileri ile kavgası veya nefis kalb zıtlaşması. Daha genel anlamda vicdan ve nefis mekanizmaları içinde yer alan zıt duyguların birbiri ile çatışması. Ancak Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) hakikate ulaşmaya mâni bu türlü engelleri aşmıştır. O kendisi adına “Benim nefsim bana teslim oldu” derken kalbinin zaferini söylüyor ve bizlere nefsinin pes ettiğini hatırlatıyor; ama herkesin buna mazhar olması o kadar kolay değil.
- tarihinde hazırlandı.