Cezaların Tehiri
İnsanda bazı latifeler vardır ki, bir kirpiğin ağırlığını bile taşıyamaz, bir anda kaybolur, batar gider. İşlenen günah ve hatalar karşısında cezaların bu dünyada verilmemesinden insan hep endişe duymalıdır.
Eğer hiçbir ikaz almıyor, hiç sürçüp düşmüyor, hastalığa ve herhangi bir sıkıntıya maruz kalmıyorsak; hiçbir menfi durum bize isabet etmiyorsa oturup düşünmemiz ve bu durumundan dolayı da kendimizden endişe etmemiz gerekir. Hafizanallah, bizim için en büyük tehlikelerden biri cezaların sonraya bırakılmış olmasıdır.
Tavır ve hareketlerimizde, hatta ifadelerimizde içimiz duru değilse; adımlarımızı ihlasla atmamış; her yaptığımızı O'nun rızası istikametinde yapmamışsak ve Cenâb-ı Hak bunları tehir edip ahirete bırakıyorsa işimiz bitik demektir. Bundan dolayı tir tir titremeliyiz. Bir de, Rabb'imizle aramızdaki münasebet hangi çizgide seyrediyor, bizim irfanımız bu mevzuda nerededir, vicdanımızla tartar ve böylece konumumuzu tayin etmiş oluruz. Bazıları için yatakta gâfilâne ayağını uzatması, şuradaburada uluorta açılması bile Rabb'iyle arasındaki münasebet açısından risklidir. Böyle ölçüler umumi değil, kişi ile Rabb'i arasındaki münasebete göredir. Herkes için geçerli olmayabilir, şahıstan şahsa bu ölçüler değişebilir.
Bazen, sırf mütevazi görünme niyetiyle yapılan tevazu, kibirden daha tehlikeli ve daha öldürücü olabilir.
- tarihinde hazırlandı.