Uhrevî Esintiler
Hissediyorum yavaş yavaş ihtiyarlığı,
Çatladı artık hayat rüyâsının billûru;
Kirpiklerimin ucunda ötelerin nûru,
Bir başka aydınlık görüyorum yaşlılığı...
Gençlik tutkularından uzak, hep ötelerde,
Tülleniyor gözlerimde Sonsuz’un serhaddi;
Zaten bir zaman rûhumu saran hayâlimdi,
O şimdi gönlümde ağaran şey perde perde...
Artık ne şafak arzusu, ne akşam tasası,
Yok düşüncemde hiçbirinin o eski yeri;
Aynı şey bence dünyanın lezzeti-kederi,
Meltemi-sabâsı, kasırgası-fırtınası.
Ne eski köşkler, ne de şimdiki gökdelenler,
Ne kırların lâlesi, zambağı, papatyası;
Ne yokluğun acısı, ne varlığın safâsı,
Ne de İrem Bağları gibi o mâmûreler..
Hiçbiri bana bir şey anlatmıyor kendince;
Felek devirdi hepsinin kâsesini bir bir...
Şimdi artık dalga dalga derûnumda tekbir:
“Allah bes bâki heves!” işte hayat bu, bence.
Geceler gündüzlerle iç içe ve aydınlık,
Yıllarca kaderden beklediğim buymuş meğer;
Uğrunda bin ömür fedâ edilmeye değer,
Bir dünya ki, yok hiçbir köşesinde karanlık...
Elvedâ gece gazelhanlığına, elvedâ..!
.. Ve yarasalar yarasalarla kalsın artık.
Işık dalgaları içinde yüzerken varlık,
Karanlığa türkü söylemek bir kuru sevdâ...
Sızıntı, Mayıs 1987, Cilt 9, Sayı 100
- tarihinde hazırlandı.