Hülyâlı Mavilikleriyle Geceler
Her zaman ayrı bir ışıkla tüter geceler,
Rûh o sessizlik içinde Sonsuz’u heceler…
Aşanlar, kendi serhaddini gecede aşar;
Ve insan bu ufkuyla hep ötelerde yaşar.
Gecede sessizlik huzûru besleyen şarkı,
Budur bence karanlıkların ışıktan farkı.
Her gece kudret gök kapılarını aralar,
Bu büyülü mavilikte tüllenir verâlar…
Renk, şekil, koku bütünüyle silinir gider;
Gecede iç içedir havf-recâ, sevinç-keder.
Yer yer her yanda visal esintisi duyulur
Ve yürekler matkap salınmış gibi oyulur..
Anlar anlayan, O her yerde Hâzır ve Nâzır,
Bir araya gelmiş gibidir Musa ve Hızır.
Lâhûtun sînelere çarpan akislerinden,
Duyulur kul olmanın neş’esi tâ derinden.
Leylîler mest ü mahmur, dudaklarında kevser,
Gecede rüzgâr hep vuslat kokusuyla eser.
Sıyrılır gönül varlığın dar hendesesinden,
Ne nefis besteleri sunar kendi sesinden.!
Her yana büyüleyen bir uhrevîlik siner,
Sonra rûhlara dalga dalga vâridât iner...
Denizler gibi coşar ve köpürür duygular,
Rûhlar iç dökecekleri tenha bir koy arar:
Baş-ayak aynı yerde, öper alnı seccade,
İşte, insanı yakınlığa taşıyan cadde..!
Sızıntı, Şubat 1996, Cilt 18, Sayı 205
- tarihinde hazırlandı.