Ay’da yaşamak
Soru: Kur’ân-ı Kerim’de Ay’da yaşanacağına veya yaşanmayacağına dair bir hüküm var mıdır?
Bu mevzuda Kur’ân-ı Kerim’de sarih olarak bir âyet yoktur. Ancak, Kur’ân-ı Mübin’de Allah (celle celâluhu) Ay, Güneş, yerküre ve bütün gök cisimlerini bizim menfaatimiz için yarattığını mükerreren anlatır. Mesela, bir âyette, “Görmüyor musunuz ki Allah göklerde ve yerde olan şeyleri sizin hizmetinize vermiş, sizi görünen-görünmeyen bunca nimete gark etmiş? Yine de, öyle insanlar var ki hiçbir bilgi ve yol gösterici bir rehbere veya aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışıp durur.” (Lokman sûresi, 31/20) buyurmak suretiyle göklerde ve yerdeki her şeyi bizim emrimize ve hizmetimize verdiğini, yani bize faydası olsun diye yarattığını anlatmaktadır. Ne var ki, bu faydayı yeryüzü gibi Ay’ın üzerinde binalar yapacak, tarlalar ekecek, bağlar tımar edecek ve içinde yaşayacağız şeklinde anlamak da doğru değildir. Belki bunu, Ay’ın Dünyamız üzerindeki tesiri şeklinde, insanlara takvimcilik yapması, denizlerimizde gel-gitlere neden olması şeklinde anlamak daha doğru olacaktır. Öyle ki o, birgün yeryüzünden kopup giderse Dünya üzerinde hayat şartları değişir, yerkürenin âhengi bozulur ve çok şey altüst olur. Zira Ay bir bakıma yeryüzü üzerinde fren vazifesi görmekte ve daha nice fonksiyonlarıyla canlı varlıklara faydalar sağlamaktadır. Ay’ın da bizim hizmetimize verilmesini gidip orada medeniyet kurma şeklinde anlarsak, âyeti doğru anlamamış oluruz. Zaten bu konuda Kur’ân’da net bir şey yoktur.
Bundan başka Kur’ân-ı Kerim’de Ay’da yaşanacağına dair bir âyet olmadığı gibi yaşanmaz diye kesin bir hüküm de yoktur. Kur’ân’da mutlak ve küllî hükümler vardır. Bunlar da Ay, Güneş ve diğer gök cisimlerinin bizim faydalanmamız için yaratıldığı husudur. Binaenaleyh bir gün gidilir, orada da bir ümran kurulursa, bu, Kur’ân-ı Kerim’e ters düşmez. Zira Ay da bizim faydamız için yaratılmıştır. Ama bu hususta çok da hayale kapılmamalıyız. Zaten Ay’da yaşamak dünyada yaşamaktan çok zordur. Biz Ay’dan, başka şekilde faydalanıyoruz, faydalanmalıyız. Cenâb-ı Hak şükrünü edaya muvaffak kılsın.
- tarihinde hazırlandı.