Gündelik Dil ve Edebi Üslup
Aslında, gündelik dilin de edebî dil gibi kendine göre bir güzelliği, rahatlığı, hoş bir albenisi ve saf zevke açık bir tabiîliği vardır. Ne var ki, edebî dildeki şiiriyet, mûsikî, ahenk, iç içe mânâlar armonisi ihtiva etme gibi özellikleri ve her zaman mevzuun bütünüyle, cümle ve kelimeler arasındaki münasebetin gözetilmesi gibi mümârese, zevk ve bediiyat istidadından kaynaklanan öyle bir fâikiyeti vardır ki, o istidatta olmayanların bunları duyması, zevk etmesi şöyle dursun, bazen anlamaları bile çok zor olur.
Bununla beraber, edebî üslûbu, bir üst sınıfın ya da aristokrat bir kesimin dili saymak da doğru değildir. Onu, iç zenginliğiyle, değişik îmâ ve işaretleriyle, "müstetbeâtü't-terâkîb" diyeceğimiz umum hey'et ve terkibin ifade ettiği tâli derecedeki mânâlarıyla olmasa bile, şöyle-böyle her seviyedeki insan mutlaka anlayabilir; anlayıp, belli ölçüde o kaynaktan beslenebilir. Bu suretle, zamanla duygularını, düşüncelerini daha rahat ifade edebilme konumuna yükselir ve konuştuğu lisanın hareket alanını genişleterek, dilde daha yüksek bir manevra kabiliyetine ulaşabilir. Tabiî bu arada, lisan adına bildikleri şeyleri daha bir pekiştirerek, anlayabildiği ölçüde usûlüne uygun ilavelerde bulunarak dillerini zenginleştirir ve düşünce ufuklarına yeni yeni derinlikler kazandır.
- tarihinde hazırlandı.