Güzellik ve Ahenk Karşısında Tefekkür
Kâinatlar sayfa sayfa, satır satır, kelime kelime ve nakış nakış manâlarla bezeli muhteşem bir kitap, bir meşher, bir saray; her parçasıyla bütün eşya, her çeşidiyle topyekün hadiseler de "daha güzeli olamaz" mazmununu aksettirecek çerçevedeki baş döndüren ahengi, büyüleyen nizamı, göz kamaştıran güzelliği ve en iyi peyzajlardan geçmiş bağ ve bahçelerden daha mükemmel intizamı ve zenginliği ile hassas ruhların baş vurup değerlendirecekleri, değerlendirip en engin ihsaslarla gürleştirecekleri öyle engin ve rengin bir kaynaktır ki, ne müracaat edenler bıkar-usanır, ne o kaynak biter-tükenir, ne de onunla alâkalı sözler ve hikâyeler. Doğrusu, "Rabbin, (her biri birer manidar lafz-ı mücessem olan) kelimelerini yazmak için eğer okyanuslar mürekkep olsaydı, hattâ onlara bir misli daha takviye gönderilseydi, denizler tükenirdi de, Rabbin kelimeleri yine bitmezdi." (Kehf, 109) Evet ne zaman, nazarlarımızı makro âlemden enfüsî derinliklerimize, insanî değerler atlasımızdan kehkeşanlara çevirsek, değişik ihsas yollarıyla gönüllerimize akan manâlar, tıpkı birer mızrap gibi kalp tellerimize dokunur ve her dokunuşunda ruhlarımıza hakikat aşkından ne besteler, ne besteler duyurur..! Duyurur ve bütün duygularımızı araştırma aşkına uyararak, hislerimizi ilim iştiyakıyla kanatlandırır ve vicdanlarımızda günde birkaç defa, imanın marifete dönüştüğünü, marifetin aşk u şevk ufkuna ulaştığını, fizîkî mülâhazaların gidip tamamen metafiziğe bağlandığını hissederiz de, bu hissedişte ruh, mâverâîleşip kendi potansiyel derinliklerine ulaştığını, derken nice gizli şeylerin bir bir ayandan daha ayan hale geldiğini bütün benliğiyle duyar ve
"Hak'tan ayan bir nesne yok
Gözsüzlere pinhan imiş." (Niyazi)
diyerek, varlık içindeki yerini ve konumunu işaretler; işaretler ve İlâhî takdire bağlı mazhariyetlerini gürül gürül haykırmaya durur.
- tarihinde hazırlandı.