Hadisler ve Kur’an’da Garipler
ve Gurbetle alâkalı bir rivâyette, urûc ve nüzûlün kahramanı Hz. Rûh-u Seyyidi'l-Enâm (sav): "Cenâb-ı Hakk nezdinde kulların en sevimlisi gariplerdir" (İbn Kayyim el-Cevziyye, Medâricü's-Sâlikîn 3/195) buyururlar. Gariplerin kimler olduğu sorulunca da: "Din ve diyânetleri adına halktan uzaklaşabilenlerdir ki, Meryem oğlu Îsâ ile haşrolacaklardır" şeklinde cevap verilir. Seyyidinâ Hz. Mesih'le uhrevîliğin ilk basamağını paylaşmak, Hz. Îsâ'nın gurbet derinliğini ifade etme bakımından mânidardır.
Garip olarak ölenin şehit olacağına dair de rivayetler vardır ki -yurttan-yuvadan ayrı düşme mânâlarına da hamledilmesi mahfuz- halinden-dilinden anlamayan insanların içinde hâl ehlinin gurbeti; fâsık ve fâcirlerin arasında salihlerin gurbeti; mülhid ve münkirler karşısında îmân ve iz'an ehlinin gurbeti; cahil ve görgüsüzler dünyasında ehl-i ilim ve irfânın gurbeti; sûret ve şekil erbabı beyninde mânâ ve hakikat erlerinin gurbeti... gibi garipliklere işaret eder.. ve: "İslâm garip olarak başladı (gariplerle temsil edildi), günü gelince yine o gurbete avdet edecektir. Herkesin bozgunculuk yaptığı dönemde, îmar ve ıslah hamlelerini sürdüren gariplere müjdeler olsun.!" (Müslim, İman 232) Farklı bir rivayette:"Ellezîne yezidûne izâ nekasa'n-nâs" ilavesi söz konusudur ki; "Halk îmân ve takva açısından zaaf gösterdiği o gurbetler gününde onlar keyfiyet olarak sürekli köpürür dururlar" nûrefşân beyanıyla her devrin kudsîlerini nazara verir.
- tarihinde hazırlandı.