Hadiselerin Sıkıcı ve Boğuculuğundan Kurtulmanın Yolu
İşte bu ölçüde bir iman ve ümitle, bir aşk ve ledünnîlikle, dünü-bugünü-yarını birden yaşama ufku, hayata öyle bir derinlik kazandırır ki, ukbâ eksenli her gönül, kendini bir his ve fikir zemzemesi içinde bulur ve hâdiselerin sıkıcı, boğucu bütün tesirinden kurtulur. Bence, bütün insânî alâkaların en sağlam esası, duyulan bütün zevklerin en temiz kaynağı ve bütün aşkların, iştiyakların, cezbelerin, incizapların menbaı da işte bu iman ve bu ümittir. Bu iman ve bu ümidi elde eden her gönül eri, zaman üstü olmayı bütün derinlikleriyle duyup yaşayabilir.
Evet, insan, bu ufku yakalayabildiği ölçüde, varlığı daha bir farklı duyar, eşyâyı daha bir farklı değerlendirir ve her şeye sinmiş Sonsuz'dan gelen tecellîlerin renk, tat, koku ve şivesiyle âdetâ kendi içinde erir ve yeni bir "ba'sü ba'del mevt"le ikinci bir varlığa erer. İç müşâhedelerin, varlığın perde arkasına açık olduğu böyle eşref saatlerde insan var olmanın bütün zevklerini duyar ve bir mârifet banyosu almış gibi yabancı şeylerin sıkletinden bütün bütün kurtulur. Zaten, böyle aşka susamış ve iştiyakla şahlanmış gönüllere yer yer öteler sağanak sağanak şefkatle boşalır; kuruma endişesiyle titreyen bütün sîneleri sular ve hayalleri ne çiçekler ne çiçeklerle bezer!
- tarihinde hazırlandı.