Günümüzün Hürriyet Anlayışı
Günümüzdeki hürriyet telâkkisi ise, geçmişteki bu değişik mülâhazaların yeniden yorumlanması ve bu yorumlara göre kitlelerin mantık, muhakeme görünümlü, ama his ve hevâ yörüngeli serâzad ve çakırkeyf olmaları şeklinde algılanmaktadır.. ve tabiî böyle bir anlayışın beraberinde bir hayli olumsuzluk getireceği de kaçınılmazdı ve öyle de oldu. Bu dönemde dine karşı farklı bir tavır sergilendi.. Milliyet fikri fısk u fücurla eş tutuldu.. tarih ve tarihî hadiseler değişik bir menşûrdan geçirilerek değerlendirildi.. idare, iktisat ve siyaset bütün insanî değerlerin önüne çıktı; çıktı ve insan ekonomik bir hayvan olarak yorumlandı.. hülâsa çağımız farklı bir deha veya çılgınlığın elinde âdeta, bir gariplikler çağı haline geldi. Bu arada, sinema, tiyatro ve edebiyat bu yeni anlayışın propaganda müesseseleri olarak, medeniyetin levsiyatını da güzelliklerini de, tabiî daha çok da levsiyatını, toplumun hemen her kesiminde en mükemmel şekilde temsil ederek, hasımların gözlerimizi kamaştıran o büyülü dünyalarını (!) hayatımızın bir parçası haline getirdi -şimdilerde yatak odalarımıza soktuğu da söylenebilir- ve bizi kendi milletimize, kendi değerlerimize rağmen, içinden çıkılmaz bir yabancılaşmaya sürükledi. …Öyle ki, kendi tarihî dinamiklerimizden, mânâ köklerimizden habersiz yaşarken, hattâ yanı başımızdaki komşuda olup-biten şeylere karşı lakaydâne davranırken, Amerika, Avustralya veya Uzak Doğu’daki insanların evlerinin en ücra köşelerindeki iç çekişlerini ve heyecanlarını merak eder ve duyar hale geldik. Ve tabiî bu arada ahlâklarını benimseyip taklit etmeyi ve levsiyatlarını yakın takibe alıp izlemeyi de. Bu yeni telakki bir illüzyon ölçüsündeki müessiriyetiyle, toplumu derdest edip öyle avucunun içine aldı ki, bugün, pek çoğumuz itibariyle istesek de artık onun cazibesinden kurtulmamız mümkün değil...
- tarihinde hazırlandı.