Geçmişin İbretleriyle Geleceği Kurmak
Ah! Keşke, geçmişi bütün dehşetiyle yâd'a getirip de bu enkâz yığınını görebilse ve bu üst üste yıkılıştaki çığlıkları duyabilseydik!. Heyhât.! O iz'an kimde var? O irfan nerede..? Şimdiye kadar kaç kişi bu birbirini takip eden derslerden ibret aldı..?
Karanlık ve upuzun yılların sahnelendirdiği, yığın yığın felâketler içinde didinip duran ve düşe kalka yürüyen günümüzün bahtsız nesilleri, ancak geçmişten alacakları ibret dersleriyle geleceği kurabileceklerdir. Yoksa, onlar için de aynı akıbet kaçınılmaz ve mukadderdir. Ah, keşke ders alınabilseydi...! Ne acıdır ki, daha hayatımızın baharında iken, bizden evvelkileri batıran aynı levsiyâta [5] hem de göz göre göre gidip gömüldük ve henüz dirilmenin yolunda iken, ölüme davetiye çıkarmaya başladık. Yani, rahâta, rehâvete dalarak, bu toprak ve bu ülkenin insanlarını bütün bütün unuttuk. Ötelere ait yumuşak yaşayışı, çekip buraya getirdik ve bedenî hazlarından başka bir şey düşünmeyen nefsinin esiri yığınlar hâline geldik. Bin şevk yürümeye koyulduğumuz kutsiler yolundan geriye dönerek, en büyük iş ve vazifeleri, dünyanın aldatıcı süs ve ziynetine feda ettik. Evet bir kelepir uğruna okçular tepesini [6] terk ettik...
Bu mütâlâamızı, herkesin ganimete koştuğu, her şeyin rahat ve rehâvete feda edildiği bir devirde, maddî-manevî hazlarını ve füyûzât hislerini unutmaya âmâde bulunan, mukaddes neslin dikkat nazarına arz ediyoruz.
[6] Okçular tepesi: Uhut savaşı sırasında Peygamberimizin (sav) ne pahasına olursa olsun okçulara ayrılmamasını sıkı sıkıya tembih ettiği meşhur tepe.
- tarihinde hazırlandı.