Beşinci Kat’ta Zaman
Her sabah, Beşinci Kat'ta bütün aydınlığıyla bir başka yaşanır.. öğlenler, sıcaklığını daracık sokakların başına boşaltarak, yanına en ince meltemleri alır ve onun üstüne yığar.. akşamın alaca karanlığı bir sürü vâridâtın muştusu ile onu rikkatle okşar geçer.. ve bütün bunlar, bizi günde birkaç defa, nimetlerin çehresinde O'nu anmaya, duymaya çağıran âdeta birer "eşref-i saat" olurdu.
Ben bazen, bir koltuk üzerine oturur; bir yandan şelâleye bakar, bir yandan da ağaçların, çiçeklerin nazlı nazlı salınmalarını seyreder ve hayâlî resimlerle, aradaki boşluğu da doldurup, terastaki bu raks ve cümbüşün yerdeki ağaçlarla bitevîliğe erdiğini tahayyül eder ve hepsinin bir bütünlük içinde el ele, omuz omuza verip "Yâ Hû" dediklerini, yatıp- kalkıp çevrelerine gülücükler yağdırdıklarını hayâlen duyar; îmânın sevginin darları nasıl genişlettiğini, mânâsız gibi görünen şeyleri nasıl mânâlandırdığını, mütenahiyi ne denli eb'âda sığmaz hâle getirdiğini düşünür ve Rabbime şükrederdim.
Güneşin ışınları, günün hemen her saatinde bu salondan ayrılmama ısrarını gösterir; binanın içine sızmak için her yandan pencereleri zorlar ve bu mekânı, her yandan hüzmelerini başına sararak bir güneş otağı haline getirirdi. Bu salonun, minder veya kanepeleri üzerinde oturup düşünürken, burada dinlediğim uhrevîlik; sanki üst üste yığılıp katmerleşmiş, güya senelerden beri içine hiçbir yabancı duygu, düşünce girmemiş, sürekli kendi ruh ve mânâsıyla derinleşe derinleşe koyulaşmış, sabitleşmiş gibi gelirdi bana; gelirdi de gönlümün üzerinde bir mûsıkî tesiri icra ederdi. Hattâ, bir enstrüman sustuktan sonra, uzun zaman kulaklarımızda, az önce onun tellerinin veya tuşlarının susan iniltilerini hâlâ dinlediğimiz gibi, saatler ve saatler boyu, orada vuku bulan bir derinliği duygularımızla dinler ve bu mekânı içinde terennüm edilen güzellikler ve derinliklerle dopdolu sanırdık.
- tarihinde hazırlandı.