Maksadı İfade
Toplum karşısına çıkıp konuşma durumunda olan kimselerin mümkün mertebe insanları şaşırtacak, onları tereddüde sevk edecek ve kendi değerlerimiz hakkında içlerine kuşku salacak ifadelerden sakınmaları gerekir. Her zaman halk efkârında istikameti korumak, aydınlarımızın sorumluluğu cümlesindendir. Bazı konular vardır ki yer yer onları ifade mecburiyetinde kalabiliriz. Ancak ele aldığımız mevzu yanlış anlaşılmaya müsait ise, icmalde kalmak tafsilden daha iyidir. Yoksa mesele suitevil ve tefsire uğrar, yanlış anlaşılır. Bunu biz Müslümanlar kendi yaptığımız hizmet adına da söyleyebiliriz. Bence çoğu insanın hizmetler adına susması daha iyidir; zira önemli bir kitlenin gıyabında konuşurken, ağzımızdan onları olduğundan farklı gösterecek veya farklı mânâlara çekilebilecek sözler çıkabilir...
Bilhassa idareciler, hangi müessese olursa olsun iktisatlı konuşmalıdırlar; meselâ bir düşünceyi kafasında evirip çevirmeli, acaba bunu kaç kelime ile anlatırım deyip onun hesabını yapmalı ve öyle konuşmalıdır. Sofîler, kıllet-i kelâmı (az konuşma) riyazet yolunun önemli esaslarından biri saymışlardır. "Sözün en hayırlısı, az ve delâletli olanıdır." altın sözü, Hz. Ömer'e aittir. Atalarımız da, "Çok konuşanın çok sakatatı olur." demişlerdir. Hayvanın sakatatı bellidir; bağırsağı, karnı, bacakları vs. Fakat çok konuşan insanların bütün varlığı sakatat olabilir. Sakatat hâline gelmemek için, çoğu zaman sükut tercih edilmelidir.
- tarihinde hazırlandı.