Sorumluluk yüklenme
Geçenlerde kendileri ile tefsir, fıkıh, hadis okuduğumuz arkadaşlarla bir araya gelmiştik. İhtimal hepsinin düşüncesi adına bir sözcü ayağa kalktı ve “Üzerimizde o kadar hakkınız var. Size karşı bu hakkımızı nasıl ödeyecek ve sorumluluğumuzu nasıl yerine getireceğiz?” dedi. Cevaben dedim ki: “Hayır! Yüzlerce defa hayır! Kat’iyen benim sizin üzerinizde bir hakkım söz konusu olamaz. Vâkıa, sizin öyle düşünmenizde bir mahzur yoktur ve öyle düşünmekle Allah karşısında hata işlemiş olmazsınız ama ben, böyle bir şeyi değil düşünmek, aklımdan bile geçirsem, en büyük haksızlığı irtikâp etmiş olurum.”
Evet, sorumluluğumu yerine getirirken, başkalarına sorumluluk yükleyemem. Herkes ne biliyor ve ne kadar biliyorsa, onu öğretmekle mükelleftir. Aksi hâlde insan, âyet[1] ve hadislerde,[2] “zecr” ifadeleriyle anlatılan hakikatleri ketmetme durumuna düşer ki, Allah böyle bir âkıbetten hepimizi muhafaza buyursun.!
Evet, düşüncelerin tashihi bence çok mühimdir. Zira amelde sırat‑ı müstakîme ancak doğru düşünce ile ulaşılabilir.
- tarihinde hazırlandı.