Vücudumu o kadar büyüt ki..!
Hazreti Ebû Bekir’e isnat edilen böyle bir söz var: “Yâ Rabbi, vücudumu o kadar büyüt ki, Cehennem’i ben doldurayım. Oraya bir başkası girmesin!” Bu sözün Hazreti Ebû Bekir’e isnadı oldukça zayıftır. Bazıları da aynı ifadenin Beyazid‑i Bistamî’ye ait olduğunu nakletmektedirler. Üstad Bediüzzaman’ın Tarihçe’sinde de benzeri bir ifadeye rastlanır.[1] Gerçi Tarihçe’deki bu ifade, ayniyle, Üstad’a ait midir, değil midir bilemeyeceğim? İhtimal ki onun söylediği bu mealdeki bir sözü, Eşref Edip o üsluba ifrağ etmişti. Her ne şekilde olursa olsun, aynı mânâya gelen bu ifadeyi Bediüzzaman da kullanmıştır, diyebiliriz.
Ne var ki, bütün bunlardan, bu şahısların Cehennem’i hafife aldıkları mânâsını çıkarmak da fevkalâde yanlıştır. Bu ve benzeri ifadeler, belli şartlar altında ve belli hâllerde –buna tasavvufî mânâda “sekir hâli” dememiz de mümkündür– söylenmiş sözlerdir ve umumi kanaati aksettirme gibi bir mülâhaza da söz konusu değildir.
Kaldı ki, bazı ahvalde hemen hepimiz aynı şeyi hem söyler hem de yaparız. Bir şefkatli baba düşünün ki, evladı mahsur kaldığı bir yangın içinde biraz sonra cayır cayır yanacaktır. Böyle bir durumda evladından yükselen feryat, babanın ciğerini dağlarken, böyle bir babanın davranışları nasıl akıl ve mantık kriterlerini aşar, öyle de, ümmet‑i Muhammed’e karşı âzamî ölçüde şefkatli bu büyük zatların, ümmetin düştüğü durum itibarıyla müstehak oldukları neticeyi düşündükçe, yukarıdaki ifadeye benzer sözler sarfetmeleri gayet normaldir.. ve bu türlü sözler değerlendirilirken böyle bir ölçü içinde değerlendirilmelidir. Yoksa umumi mânâda bu sözleri ölçü almak doğru değildir. Zaten böyle yanlış ölçüler, onların kavgasını verdikleri doğrularla da hep bir çatışma hâlindedir. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) sabah akşam “Allah’ım, bizi Cehennem azabından koru!” diye dua ederdi.[2] Bütün büyüklerimiz de aynı duayı vird edinmiş ve Cehennem’den korunmak için, Cenab‑ı Hakk’a bu kabîl dua ve yakarışlarda bulunmuşlardır. Evet, bu hususun böyle bilinmesinde, ölçülü ve dengeli olma adına fayda vardır.
[1] Bkz.: Bediüzzaman, Tarihçe-i Hayat s.616 (Tahliller).
- tarihinde hazırlandı.