Delilin Mahiyeti
İnsan, belli bir yere kadar delil ve istidlallerle yürür. Evet deliller insanı elinden tutar ve sarayın kapısına kadar getirirler. Getirir ve bir halayık gibi insana teşrifatçılık yaparlar. Ama saraya gelindiğinde artık onlar kapının önünde kalırlar, içeriye alınmazlar. Zira artık ihsan sırrı zuhûr etmiş, aranan Gayb bulunmuştur ve vicdan O'ndan gelen sesi duymaktadır. Medlul ile konuşurken, delilin orada ne işi var? Ballar balını bulan, kovanın yağmalanmasına aldırış eder mi hiç? Allah (cc) cisimden, arazdan münezzeh ve müberradır. Ancak bu noktada insan sanki bir adım daha atsa kendini O'nun kucağında bulacak gibi olur. Tabii O, bütün bunlardan münezzehtir. Zaten O, insana şah damarından daha yakın değil mi? Bu sırrın zuhûr ettiği yerde, hiç delil veya istidlalden bahsedilir mi?
Aslı bulan vesileyi, hazineyi bulan yolu-izi ne etsin? Yeter ki bu yol, inancın zirvesine ve kemâl noktasına ulaşsın...
- tarihinde hazırlandı.