Batı İnsanının Feryadı
Bir arkadaşımız, Almanya'ya gitmişti. Orada hak ve hakikatlere tercümanlık yapıyordu. Evlerinde pansiyoner olarak kaldığı evin genç sahibi, gün geldi, bu arkadaşımızın dırahşan çehresi ve temiz nasiyesinin te'sirinde kaldı o da o nurdan halkaya girdi. Artık, gün geçtikçe malumatını artırıyor ve her geçen gün dinî hayatı adına mesafe kaydediyordu. Nihayet bir gün, hidayetine vesile olan arkadaşıyla sohbet ederken kendini tutamıyor ve ona şunları söylüyor:
Vallahi seni çok seviyorum, çünkü benim kurtuluşuma sebep oldun. Ama sana aynı zamanda çok kızıyorum. Çünkü eğer sen bu eve iki-üç ay evvel gelmiş olsaydın, benim babamın da hidayetine vesile olacaktın. Hayatını ahlâkî değerler itibariyle tertemiz geçirmiş olan babam, maalesef İslâm'ın güzel yüzüyle tanışamadan gitti ve hidayete eremedi. Buna da senin bu gecikmen sebep oldu...
Aslında bu feryad, bütün bir dünyanın feryadıdır. Muhatap ise bütün Müslümanlardır. Acaba biz, Müslüman olarak bize düşen vazifeyi yapabildik mi? Yapmadı isek, bize de sorulacak çok şey var demektir.
- tarihinde hazırlandı.