İnsanların farklı renklerde olmaları
Soru: İnsanların kumral, siyah, sarışın ve beyaz olmalarının sebepleri nelerdir?
Kur’ân-ı Kerim, hilkatin Zât-ı Ulûhiyet’e delil olduğunu ifade ettiği gibi renklerin, simaların, ellerin, ayakların, lisanların, lehçelerin, mahreçlerin hatta fonetiğin de Allah’ın yaratmasıyla olduğunu belirtmektedir.[1] Ancak Allah (celle celâluhu) yarattığı her şeyi sebepler dairesinde yaratmaktadır. Bu mevzuda tabiatçıların, materyalistlerin ve insan anatomisi, fizyolojisi üzerinde araştırma yapanların, tamamen materyalist beyanları olduğu gibi, inanan insanların da bütün bunların Allah’ın kudreti ile meydana gelmiş olduğuna dair beyanları vardır.
Ekvatora yakın yerlerde, ekserisi çöl veya orman olan ve pek çok sekenesini zenci ve benzer kabilelerin teşkil ettiği insanlar, renk itibarıyla siyah, saçları itibarıyla da kıvırcık olmaktadırlar. Bu, Allah’ın o iklime göre tedricî bir tekâmül silsilesi içinde o hâle getirdiği bir durum olabileceği gibi, doğrudan doğruya Allah’ın, Hz. Nuh’un evlâtlarından kimisini siyah, kimisini sarı, kimisini esmer yaratmış olmasından da olabilir. Bunların birincisinde, Allah’ın, kâinatta icraat ve şuunat-ı rubûbiyetini devam ettirdiği bir tedricîlik, diğerinde ise doğrudan doğruya Hz. Nuh’un neslinden kumral, siyah veya sarışın insanlar yarattığı şeklinde düşünülebilir.
Ben, böyle iki şekilde de meseleyi kabul etmede dinî açıdan bir mahzur görmüyorum. Zira kısa tecrübelerle görülmektedir ki memâlik-i hârrede (sıcak memleketlerde) yaşayan insanlar buralarda uzun zaman kaldıklarında –ihtimal– cildin altındaki mürekkep tulumbacıkları cildi korumak için yukarıya doğru çıkmakta ve cildi siyahlaştırmaktadır. Bir hikmete binaen o iklimlerde bulunurken böyle bir cilde herhâlde lüzum ve maslahat vardır ki, her şeyi hikmetle yapan Hakîm-i Mutlak Hz. Allah, uzun zaman sıcak memleketlerde bulunanların cildinde böyle bir değişme meydana getirmektedir. (Bu ifadelerle, mutasyonlara kâil olduğumuz zehabına varılmasın.)
- tarihinde hazırlandı.