Bu süreç nasıl sonlanacak? (5)

Son 1 yılda Hizmet’e en büyük hizmeti kim yaptı diye sorsanız, hiç tereddütsüz Erdoğan derim.

Tüm dünyadan görünür kıldığı açık ve bağırgan Hizmet düşmanlığıyla, Hizmet Hareketi’nin; İslam’a, demokrasiye, evrensel hukuka, başta IŞİD ve El Kaide olmak üzere içte ve dıştaki terör örgütlerine, rüşvet ve yolsuzluklara, basın özgürlüğüne, temel hak ve hürriyetlere, farklı etnik ve inanç gruplarına, dünya barışına, küresel sorunlara yaklaşımının kendisinden ve başında bulunduğu AKP’den çok farklı olduğunu tüm dünyaya bizzat kendisi ilan etmiştir.

Hizmet’in Türkiye merkezli olduğu tüm dünya tarafından bilindiğinden, dıştan Türkiye’ye bakıldığında Hizmet ile Erdoğan’ın aynı karede algılanıyor olmasının Hizmet’in dünyadaki imajına verdiği zarar, itibarına düşürdüğü gölge, hatta ‘ne istediler de vermedim’ diyerek sürmek istediği leke, şu 1 yıllık süreçte bizzat Erdoğan eliyle ortadan kaldırılmıştır.

Erdoğan’ın kendi elleriyle dünya tarafından da fark edilmesini sağladığı Hizmete olan düşmanlığı, Hizmet Hareketi’nin gerçekte Erdoğan’ın dünya görüşünden çok farklı bir ‘olgu’ olduğu gerçeğinin dünyaca görünür olmasına da katkı yaptı.

Çağdaş demokrasilerde örnekleri görülen demokratik anlamda bir sivil yapılanma (NGO) olduğu gerçeği, bu sayede tüm dünya tarafından bir kez daha teyit edildi.

Bugün Hizmet Hareketi’nin uluslararası zemindeki varlığı, meşruiyeti ve kabullenirliği, 1 yıl öncesine göre çok daha güçlüdür.

Öyle güçlüdür ki, gidilen yerlere uçak dolusu dolar bile götürülse, iftiranın bin türlüsü de yapılsa, gammazlamada diplomatik usuller, edep, ahlak sınırları sonuna kadar aşılsa bile, Hizmet erlerinin aleyhinde edilen laflar, ancak söyleyenlerin kendi yüzlerine bir utanç olarak yapışmaktadır.

Bu değerlendirmeyi, Türk okullarını kapatın diye gittikleri ülkelerden ayrıldıktan hemen sonra, o ülkelerin yöneticileri Hizmet erlerini bizzat davet ederek yapmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin izzeti ve itibarı, şu an bizzat Türkiye’yi yönetenler tarafından ayaklar altına alınmakta, ucuz siyasi hesaplar uğruna devletimiz dünyada küçük düşürülmektedir.

Bunun somut bir örneği geçtiğimiz günlerde yaşandı.

Afrika’nın saygın gazetelerinden Leadership‘te yayınlanan bir makalede, Erdoğan’ın Türk okullarını kapattırmak amaçlı Afrika turu şu satırlarla bir değerlendirmeye konu oldu;

“Erdoğan neden bu okulların serpildiği ABD, İngiltere ya da diğer batı ülkelerine gidemiyor? neden Afrika’yı hedef alıyor? Dobra dobra söylemek gerekirse Batı, bu zırvayı yutmuyor. Erdoğan, kendi dar zihninde, az gelişmiş oldukları için Afrikalıları aptal zannediyor...”

Makalede, Erdoğan’ın ‘sadaka verdiği’ Batı Afrika ülkesi Gambiya’dan başka hiçbir ülkeyi bu konuda ikna edemediği aktarılırken, OECD verilerine göre Türkiye’nin eğitim alanındaki acıklı hali ve milyonlarca Suriyelinin ülkeden göçe neden olması da sorgulanarak; “Kendi ülkesinin insanı ve Suriye’den gelenlerin çocukları için eğitim adına ne yaptın ki Afrika’ya geliyorsun...” denildi.

Makalede ayrıca; “bu adam güvenilecek biri değil....” tespitinin yer alması da, ülkesini seven herkesin yüzünü kızarttı.

Kaldı ki, Beyaz Saray’dan Brüksel’e, Moskova’dan Riyad’a kadar dünyadaki genel algı da giderek bu istikamete evriliyor. Osmanlı devleti çökerken de, 92 yıllık cumhuriyet tarihimiz boyunca da, Türkiye’yi yönetenlere duyulan güven bu ölçüde sarsılmamıştı.

Erdoğan’ın gerçekte samimi olarak var olmayan, ama görüntüde Hizmet’e yakın gibi algılanan görüntüsü, Ortadoğu’daki terör örgütleri ile araya mesafe koymadığına yönelik uluslararası değerlendirmeler, Hizmet erlerinin dünya çapındaki hizmetlerinde, “acaba bunlar da mı o zihniyetten” şeklinde giderek olumsuzluk kaynağı olmaya başlamıştı. Öyle ki, Hizmetle ilgili bu konudaki bir yanlış anlaşılma bile, 150 yıl telafisi mümkün olmayacak bir güven kırılması oluşturma riski vardı.

Bir imkân olsa da iç içe geçmiş gibi algılanan bu tablo gerçek haliyle algılansa diye beklerken, Cenab-ı Allah, bizzat Erdoğan’ı bu işte istihdam etti. Yazının başında da belirttiğim gibi, bu insanların bizim anlayışımızla zerre kadar ilgisi yok propagandasını bizzat ona yaptırdı.

Erdoğan içte dışta kendi ayağının altındaki zeminin kaydığını gördükçe kontrolünü kaybetti. içte-dışta hemen her alanda yaşanan olumsuz gidişi fatura edecek adres arar hale geldi.

Önceki yıllarda artan terör karşısında “ne istedilerse verdim” diyerek Türk Silahlı Kuvvetleri’ni suçladığı gibi, farklı zamanlarda farklı toplumsal kesimleri hedefe koyarak, hep yeni düşman üreterek gerilim siyaseti üzerinden varlığını sürdürmeye çalıştı.

Kendisi inişe geçmişken, Türkiye’nin yerli ilk ve tek uluslararası markası olan Hizmet’e dünya çapında gösterilen ilginin giderek derinlik ve genişlik kazanmasından duyduğu rahatsızlık, kıskançlık, haset, Erdoğan’ın Hizmet’e olan düşmanlığını ülke sınırlarını da aşarak dünyaya taşımasına neden oldu.

Biterken bitireyime odaklandı. Hizmet’i dünyaya talip sandı. Bana yar olmayan dünya benden sonra onlara da yar olmasın zihniyetine kilitlendi.

Sonuç mu?

Hizmet Hareketi, Türkiye’de ve dünyada ne kadar kalıcı ise, Erdoğan zihniyeti Türkiye’de ve dünyada o kadar gidicidir.

Ülkenin dünyada başını aşağı eğdiren bu dönem bitmiştir...

Nitekim atmosfer değişti, rüzgar döndü, yağmurlar ve bereket iklimi başladı...

Şuna emin olun...

17-25 Aralık yaşanmasaydı bile, şu an Hizmete yönelik soykırım boyutuna varan uygulamaların yüzde 90’ına şahit olacaktık. Uzun yıllardır bugünlere hazırlanıyorlardı.

Parti devleti kurmak için paralel yapı bahanesine sarıldılar.

1 yıl didik didik ettiler. Bir suç bulamayınca hayali bir senaryoya sarıldılar.

Bu kumpası da tüm dünya gördü, ayıpladı, kınadı...

Şunu herkes bilmeli:

Hizmet’in amacı; tüm ahlaki öğreti ve akımlarda olduğu gibi iyi insan yetiştirmektir.

Hizmet’e yakın olduğu iddia edilen bir insanın altından koltuğunu ve üstündeki görevi almak onu bitirmez. Yaşadığı sürece o var demektir. Mesele dünya saltanatına talip olup konforlu yaşamlar için çaba sarf etmek değil, dünya ve ahirette yüzleri ağartacak iyi finaller için insan yetiştirmektir.

Ve 50-60 yıl boyunca yetişmiş, yetişmesine emek verilmiş bu insanlar aramızdadır, dünyanın her yerindedir ve Allah rızasını kazanma istikametinde dünya çapında seferberdir.

Bu Hizmet bitmez, bitirilemez, Allah’tan başka kimsenin gücü buna yetmez.

Kimilerinin egolarını tatmin için yarı sarhoş sokak kabadayısı ağzıyla salyalarını püskürterek,”ulennn, var mı bana yan bakan” salvolarını gülerek izliyoruz. Ayıldıklarında ve bugün yaptıkları kendilerine izlettirildiğinde çok utanacaklar... Tek arzum, özür dilemekle kapanmayacak hatalar yapmamaları... Yoksa akıbetleri, hukuk karşısında çok üzülecekleri bir sonla yüzleşmeleriyle son bulacak.

Netice-i kelam, bu süreci çok yakında rabbimiz sonlandıracak...

Tarihte örneklerine pek rast gelmediğimiz bir sürpriz yapacağını da düşünüyorum.

Oyyy çok heyecanlı...

Bugünleri bize yaşatan Allah’a hamdolsun..

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.