18 Mayıs 2015 tarihli köşe yazıları
18 Mayıs 2015 tarihinde Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketi hakkında yazılı basında çıkan köşe yazılarından seçmeler…
Erdoğan ulusal güvenlik meselesi haline geliyor
Erdoğan ve ekibinin anlamadığı şu, nasıl ki darbeci Sisi’nin Mursi’yi ‘terörist’ ilan etmesinin bir kıymeti harbiyesi yoksa sizin de Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi’ni terörist ilan etmenizin bir anlamı yok.
Adem Yavuz Arslan’ın “Erdoğan ulusal güvenlik meselesi haline geliyor” başlıklı yazısı
Paralel şeker
İster sıradan bir denetim olsun, ister birileri başka entrika peşinde koşsunlar, üzerine ‘paralel şeker’ sürüp gerçekleri saklama yöntemi pek revaçta havuzcu arkadaşlarda.
M. Nedim Hazar’ın “Paralel şeker” başlıklı yazısı
Dün biri geldi, okul kapatmamızı istedi
Hiçbir Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı yurtdışında bu kadar aşağılanıp istiskal edilmiş midir? Yolsuzluklar, hırsızlıklar örtülsün diye şahsını ve partisini alakadar eden konuları memleket meselesi kılığına soktuğunda ‘burası Türkiye’nin sömürgesi değil’, ‘sen bizi aptal mı zannettin?’, ‘gücün yetiyorsa git bunları Avrupa Birliği üyesi ülkelerden iste’ zilletine maruz kalmış mıdır?
Selçuk Gültaşlı’nın “Dün biri geldi, okul kapatmamızı istedi” başlıklı yazısı
AKP’nin cenazesi musallaya konduğunda
AKP’nin cenazesi de bir gün musallaya konacak. O zaman ve Mahşer’de on milyonlarca insan, AKP hakkında şöyle şahitlikte bulunacak: “Usulsüz” ihalelerle yeni zenginler türetildi ve bunlar eliyle “biat” medyası oluşturuldu. Ülkede zengin ve fakir uçurumu, gelir dağılım adaletsizliği arttıkça arttı. Terör örgütü ve onun başı önünde diz çöküldü; Reyhanlı ve Uludere gibi hadiselerde masum insanlar kurban edildi. Suriye ve Mısır’da olduğu gibi, dış politika fiyaskolarıyla milyonlarca Müslüman’ın katliamında, zillet ve mahrumiyetinde rol oynandı.
Ali Ünal’ın “AKP’nin cenazesi musallaya konduğunda” başlıklı yazısı
Salzburglu abilerin derdi...
Beni şaşkınlıktan yere düşecek kadar afallatan ve duygulandıran şey, güzel ülkemin herhangi bir savcılığında, tam ismiyle, ‘Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu’ diye bir birimin varlığını ancak 60 sene sonra fark etmek oldu.
A. Turan Alkan’ın “Salzburglu abilerin derdi...” başlıklı yazısı
Hizmet eleştirilemez mi?
Boğazlanmakta olan birine “ama sen de böyle yapmıştın” diye seslenip yardıma koşmamak; boğazlayana da “sen de bu gidişle bizi de boğazlarsın” deyip müdahale etmemek vicdanlı bir eleştiri midir?
Kerim Balcı’nın “Hizmet eleştirilemez mi?” başlıklı yazısı
- tarihinde hazırlandı.